Futbol konuşmuyor artık kimse. Futbolu yöneten omurgasızların olduğu yerde biz konuşsak ne olur? Yönettiğiniz futbolu sikeyim! Bu akşam tek düşündüğüm fener 3-1 yapmasa Trabzon 2-2 yapsa, o yediğimiz 2.golün hesabını kim verecekti? Ama o da boş... Haftaya ne olacak şimdi? Beraberlik yetiyormuş, peki biz savunma yapabiliyor muyuz? Skor koruyabiliyor muyuz? Hayır! Bugün Trabzon'da can güvenliğimiz yok diyen kahpe fenerliler, şampiyon olursak haftaya aynısını bize yapmıcak mı? Şampiyonluktan umutlu muyum peki? Her şey fenerin lehine ama Galatasaray'ın olduğu yerde umut vardır lafı da aklımdan çıkmıyor hiç! Bilemedim... Maçı izlemem herhalde..
trabzonspor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
trabzonspor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Mayıs 2012 Pazartesi
29 Nisan 2012 Pazar
Maestro!
Takımın dün akşamki galibiyeti ve oyunu gerçekten takdire şayandı. Maç sonu Fatih Hoca, "Selçuk her gün frikik çalışıyor" dedi. Selçuk'un frikik kullanımında her gün üstüne koymasının sebebi de budur şüphesiz. Frikikleri de penaltı gibi kullanana kadar çalışmaya devam et Selçuk! Selçuk artık takımı öyle yönetiyor ki topsuz alanlarda dikkat edince sürekli eliyle topun gitmesi gereken yeri işaret ediyor. Tam anlamıyla bir maestro haline geldi artık. Dünyada şu an gol atan, asist yapan, şut atan, frikik kullanan, pas hatası yapmayan ve Selçuk kadar genç olan başka bir orta saha yok. Dün de gördük ki Selçuk oyundan çıkınca orta sahamız panayır yerine dönüyor. Bu sene şampiyonluk gelir, buna inancım tam. Ancak seneye karşılaşacağımız yoğun fikstürde Selçuk ve Melo ikilisi bu sezon olduğu gibi her maç oynayamaz. Orta sahaya sağlam takviyeler şart.
Eboue dün belki de en iyi maçını oynadı. Eboue hücuma biraz destek verdiğinde neler yapabildiğini görüyoruz. Geçen haftaki fener maçında neden hücuma hiç çıkmadı onu hala anlamış değilim, kendisi bana açıklayana kadar da anlayacağımı sanmam. Her şey bir yana şu çok net ki çok iyi bir (veya iki) kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. Hakan Balta ve özellikle Eboue'den hücumda da faydalanmak istiyorsak önlerinde bek bilgisine de sahip kanat oyuncuları olması şart.
Baros'la ilgili de iki kelam edeyim. Dünkü maçta oyuna girene kadar Baros'un ilk 11 başlaması taraftarıydım açıkçası. Kendisini severim, sezon sonu gideceğini biliyordum ama kalsın isterdim. Lakin dünkü maçta Milan Baros defteri benim için de kapanmıştır. Bunun sebebi performansı falan değil, sahadaki duruşu. Baros kendi kendini bitirmiş kafasında. Bize sadece en başarısız zamanımızda tek başarımız olan gol krallığını yaşattığı için teşekkür etmek düşer.
Son olarak Trabzonspor'a satılmış yaftası yapıştıran fener taraftarının şimdiden tutuştuğunu gördük. Geçen hafta galibiyetten sonra "her şey bizim elimizde" diyorlardı. Tüm GS taraftarları Kadıköy'e şampiyon çıkalım istiyor ama ben Kadıköy'de şampiyon olmak istiyorum. Kadıköy'e şampiyon sıfatıyla çıkıp da mağlup olmayı kabullenemem.
NOT: Elmander'i elbette unutmadım. Eboue'nin ilerde kaldığı pozisyonda sağ bek mevkisinden top karşılayıp uzaklaştıran bir adam... Eğer dün üçüncü golde sağ bekimiz kaleciyle karşı karşıya kalıyor, kaleye giden topa orta sahamız koşuyorsa bunun adı Elmander faktörüdür.
25 Ağustos 2011 Perşembe
Kangren Parmak ve Peşkeş!!!

Play-Off uygulaması şike olayının üzerinin kapatılması için iyi bir kılıftı elbette. Lakin UEFA müfettişinin olaya girmesiyle her şey tersine döndü. Ünal Başkan'ın da dediği gibi, TFF'nin kesmediği kangren parmak (FB) UEFA tarafından kolumuzla birlikte kesildi. Belki de Trabzonspor'la birlikte 2 takımla mücadele edeceğimiz Şampiyonlar Ligi'ne 1 takımla katılmak zorunda kalıyoruz. Türk futbolunun bu kaybını kim ödeyebilir?
İşin diğer boyutu ise UEFA'nın dosyada adı geçen diğer takımlar BJK ve Trabzonspor'u neden kupalardan ihraç etmediğiydi. Burada yaptığım çıkarım, TFF'nin şike operasyonunda bariz suç unsuruna rastlanan kulübün FB olduğunu kamuoyundan gizlemiş olma ihtimali. Yukarıda belirttiğim gibi FB'nin ligden düşürülmesi sonucunda ortaya çıkacak olan mali düşüşün diğer Anadolu kulüplerini ve tabi ki yayıncı kuruluşu etkilememesi için böyle bir örtbas olayına yöneldirler. Lakin UEFA, eğer ortada TS ve BJK ile ilgili somut deliller olsaydı, sadece FB aleyhine kararlar vermezdi. Demek şike ile ilgisi olan tek takım Fenerbahçe.

Etiketler:
beşiktaş,
derbi,
digiturk,
fenerbahçe,
galatasaray,
lig tv,
mehmet ali aydınlar,
play off,
şampiyonlar ligi,
tff,
trabzonspor,
turkcell süper lig,
uefa avrupa ligi,
ünal aysal
21 Ağustos 2011 Pazar
TFF, Digiturk ve Bir Play-Off Masalı

Bugünlerde Türk futbolunda şike operasyonunun biraz önüne geçen play-off usulünün uygulanması gündemde. Federasyon kulüplere yeni uygulamanın tanıtımını yaptı. Bu uygulamayla TFF, yanına kulüpler birliği ve yayıncı kuruluş Digiturk'ü de çekerek şike gündemini değiştirmeye çalışıyor. Olası bir küme düşürme olayında yaptığı tüm yatırımlardan olacağı için tutuşan Digiturk, federasyona baskı yaparak FB ve BJK'nin düşürülmemesi için üst düzey bir kulis girişimine başladı. Burdaki amaç Avrupa'nın 2.sınıf liglerinde (Belçika-Yunanistan vs.) uygulamada olan play-off usulüyle lig haricinde play-off'ta oynayacak olan muhtemel derbilerle kazancını ikiye katlamaktır.
Kulüpler birliğindeki Anadolu kulüpleri de yayın gelirlerinden elde ettikleri pastada azalma olacağından küme düşürme ve şike konularının üstünün kapatılmasına 3 günden razı haldeler. Hepsi ortaya çıktıkları zaman Türk futbolunun marka değeri mavallarını okuyorlar ama hepimiz biliyoruz ki hepsi kasalarına girecek olan milyonların peşindeler. Kimsenin Türk futbolunu düşündüğü falan yok elbette. Bu konuda İlhan Cavcav o kadar ileri gitmiş bir vaziyette ki Galatasaray'ın kulüpler birliğinden ihracını istiyor. Galatasaray gibi bir kulübün kulüpler birliğine ihtiyacı elbette yoktur.
Şu an TFF'ye karşı tepki gösteren sadece Galatasaray ve Trabzonspor var. Adalet isteyen bu iki kulübe karşı ise, birleşmiş ve sadece ceplerini düşünen futbol katilleri var. Onu bunu bilmem ama eğer şikeyle ilgili herhangi bir karar alınmadan ligler başlarsa kimse bana temiz ligden bahsetmesin.
8 Kasım 2010 Pazartesi
Sarp - Barış - Ayhan Farkı

Dün akşamki maçta takımın eskiye (Rijkaard dönemine) oranla kazandığı en önemli şey savunmayı dar alanda yaparak bence ligin en iyi hücum yapan takımına karşı ilk yarıda hatta maç genelinde net pozisyon vermemesiydi. Eldeki kadroya bakınca Hagi'yi suçlamak en son yapılacak şey. Elbette Hagi de oyuncu değişikliklerinde hatalar yaptı. Ancak bu kadroyla yapabileceğiniz en iyi şey savunma olur. Galatasaray'ın Türkiye şartlarında gol yemedikten sonra maç kazanması zor olmaz, özellikle deplasman maçlarında. Lakin bu kadro yapısıyla sistemli bir hücum anlayışı da imkansıza yakın.
Geçen sezonun ikinci yarısında yazdığım Sivasspor-Galatasaray ve Trabzonspor-Galatasaray maç yazılarımda da kadrodaki bazı oyuncuların karaktersizliğinden bahsetmiştim. Hagi devre arasında ne yapar bilmiyorum ama artık M.Sarp, Barış, Aydın, Servet gibi oyuncuların bu takıma zarar verdiğini birisinin göstermesi lazım. Trabzonspor'da oyuna sonradan giren Ceyhun'un ve Engin'in Sarp-Barış-Ayhan üçlüsüne göre farkını görmemek körlük olur. Veya Misimovic ve çıkana kadar takımın en iyisi olan Cana erkenden oyundan çıkarken sahada kalanları görmek Galatasaray taraftarının artık yaşamak istemediği bir eziyettir.

Anlamadığım nokta ise Beşiktaş gibi kadrosunda yabancı sıkıntısı olan bir takım bile ne yapıp edip Necip'e şans vermeye çalışırken, Trabzonspor Ceyhun-Engin gibi oyuncuları sistemine monte ederken, biz neden 2 senedir hala futbolculuğu tartışılan oyuncuları izlemek zorunda kalıyoruz? Bank Asya'da en iyi genç oyuncu seçilen Musa Çağıran nerde şimdi? Peki ya Mehmet Batdal? Veya diğer genç oyuncular? Ne zaman kadroda revizyon mevzusu açılsa, revizyondan nasibinin alması gerekip de almayan oyuncular Sarp-Barış ve Ayhan oluyor. Barış nasıl olur da 3 yıldır hala bu takımda oynuyor. Kalli'nin bize kazığı olan bu adamı kimse fark etmiyor mu?
Yabancılara gelecek olursak; ne kadar iyi olursa olsun Milan Baros'un da artık sakatlığına bir çözüm bulunması gerekiyor. Aksi takdirde onun da artık faydası yok. Geçen yıl da en çok ihtiyacımız olan maçlarda sakat olan Baros, bu sene de aynı. Benim için iyi futbolcu yıl içinde oynadığı maç sayısıyla kendisini gösterir. Aynı şey Kewell için de geçerli. Tamam güzel gülüyor lafımız yok ama sezon sonunda kendisine hala "stay with us H.Kewell" denileceğini sanmıyorum. Sezon toplamında 15 maç oynayıp iyi işler yapan oyuncular Galatasaray'a fayda sağlamaz.

Devre arasında Hagi'nin bu oyuncular için bir karar vermesi gerekiyor artık. Bana kalırsa asıl revizyon yönetimden başlamalı. Bu yönetimin gitmesi ancak takım ligi 6. veya 7. bitirirse mümkün. Servet ve Hakan Balta da dahil bu saydığım karaktersiz oyuncular bu yönetim oldukça takımda kalacak gibi duruyor.
5 Kasım 2010 Cuma
Trabzon Deplasmanı ve Hagi'nin Seçimleri

Hagi ve Tugay'ın gelişiyle Saraçoğlu'nda 10 yıl sonra gelen beraberlik ve devamındaki Antalya maçında alınan 3 puanın ardından takımda yavaş yavaş dengeler oturuyor.Geçen hafta da belirttiğimiz gibi Antalya maçıyla birlikte bizi bekleyen 4 zorlu maçımız vardı.Antalya'yı kayıpsız geçmek önemliydi ve bunu zor da olsa başardık.Geriye 3 maç kaldı ve bence ilki ve en önemlisi Trabzon deplasmanı.Aslında bizim için artık her maç fazlasıyla önemli çünkü kaybetmemiz gereken maksimum puanı zaten kaybettik ve Trabzonspor bizim için şampiyonlukta en önemli rakip bana kalırsa.
Bu maçta Baros'un oynamayacağı birkaç gün önce kesinleşmişti.Bu yüzden Hagi yine son haftaların flaş ismi Pino'ya forma verecek.Hagi'nin geldiğinden bu yana oynanan futbol bir yana; takım içinde moralleri yükseltmesi benim için herşeyden önemli.Son günlerde bloglarda sık rastladığımız idman fotoğraflarında özellikle Elano ve Misimovic'in takımın neşe kaynağı olduğunu görebiliyoruz.Takımın içinde yerli ve yabancı oyuncuların yeniden kaynaşması da Hagi ve Tugay'la gelen bir durum.Parantez açılması gereken bir diğer oyuncu da tabiki Lorik Cana.Geldiğinden beri düzenli olarak oynatılmayan veya sakat olan Cana da bana göre Pino gibi oynadıkça oyununa ivme katarak takımın değişilmezlerinden olacaktır.Aynı şekilde Misimovic ve Elano'da oyunlarına sürekli ekleyerek takımımızı layık olduğu yere taşıyacaklardır.
Pazar akşam oynanacak maçta Hagi'nin ne yapacağına gelirsek,Hagi'nin öncelikli hedefi gol yememek olacaktır.Hagi'nin Fenerbahçe maçına yakın bir taktikle çıkacağını düşünüyorum.4-5-1 gibi bir dizilişte Cana'yı yine 4'lü defansın önünde,Ayhan ve Sarp/Barış'a ise Misi ve Elano'yu topla buluşturma görevini verebilir.Elano yine sağ kanada derinlemesine; Misimoviç ise Ayhan'la birlikte sola yakın oynayacaktır.Öyle ya da böyle bizim için öncelikle 1 puan daha sonra galibiyet önemli.Bu önemli virajda kayıp yaşamak ne olursa olsun şansımızı iyiden iyiye azaltır.Umarım Trabzon'dan güzel bir oyun ve 3 puanla döneriz.
İDMAN FOTOĞRAFLARI



Kaydol:
Kayıtlar (Atom)