ali turan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ali turan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2010 Pazar

Kazanmaya Alışmak


Maçın en kötü iki adamından biri olan Ayhan(diğeri malumunuz Mustafa Sarp)o golü atmasa ,eminim ki birçoğumuz farklı düşüncelere sahip olacaktık.Ancak Ayhan'ın attığı golden sonra Galatasaray'ın kendini bulması,büyük takım hüviyetine bürünmesi bu takımın oynadığı futbolun negatif olmasının nedenlerinden birinin özgüven yetersizliği olduğunu gösterdi.Daha farklı nedenler de bir çırpıda sayılabilinir;ancak golden sonra bilinçli ataklar yapılması,pas trafiğinin istenen düzeye gelmesi çok önemliydi.

Dünkü maçın geneli Galatasaraylıları bunalttı hatta öfkelendirdi.Çünkü her ne kadar zemin felaket olsa da;pas yapamayan ,ileriyi düşünemeyen,uyumsuz bir Galatasaray takımı vardı.Bunun da ana sebebi Mustafa Sarp ve Ayhan'dı.Mustafa Sarp'ın pozisyon alamama durumu takımın tamamını etkiledi.Onun statik oyunu pas trafiğini önledi.Rakibin yarı sahasında alamadığı toplar(kendi pozisyon hatasından)Kewell ve Pino'nun kanatlarda sıkışmasına neden oldu.Kanatlardaki verimsizlik de Baros'un oyununu etkiledi.Ama Ayhan'ın 692 gün sonra attığı gol herşeyi değiştirdi.


Genel olarak maçın hikayesi böyle idi.Oyuncu bazında değerlendirme yapacak olursak Ufuk ile başlamak lazım.Ne olursa olsun takım iki maçtır gol yemiyor.Dün Ufuk bir ara sakatlanıp ,oyundan çıkacak işareti verildiğinde kameranın döndüğü ismi gören tüm Galatasaraylılar yine mi geliyor demişlerdir.Ama Allah'tan bu olmadı ve bu birkaç gün içinde Ufuk'un sakatlık haberi gelmez.Ancak Ufuk topu oyuna daha hızlı sokmayı öğrenmeli.Serdar Kurtuluş iyi bir alternatif olduğunu gösterdi ve Ali Turan kabusunu Sabrisiz dönem de çekmeye gerek yok dedirtti.Misimovic oldukça pasifti ve hayal kırıklığı yaşattı.Onunda Arda gelene kadar ciddi bir kredisi var ve Arda ile çok daha iyi olacağına inanıyorum.Mustafa hiçbir zaman 11 oyuncusu olamaz.Arda gelince Cana 'ya kavuşma gerçekleşmeli.Ayhan günden güne ivme kaybederken bu attığı gol çok önemliydi.Maç boyu felaketti ama kazandırdı.Pino da ısrar edilmeli ama Galatasaray'ın oyunu kontraya dönünce bu olmalı.Çünkü Pino dün bir kez daha kanıtladı ki kapanan,kanatlarını iyi savunan ekiplere karşı Pino kilit açıcı olamayacak bir oyuncu.Pino Kewell'ın yedeği olabilir ki Kewell'da üst üste 90 dakikalar kaldıramıyor ve verimliliği de düşüyor.

Sonuç olarak Galatasaray Ardasız çıkılan ikinci maçını da kazandı ki bu gerçekten çok ama çok değerli.Golden sonraki Galatasaray'da ümit vermesi gelecek için kazanma alışkanlığı getirecektir.

Dip Not:Çift spikerle maç sunma ilk uygulanmaya başladığı zaman şu yazıyı yazmıştık.Ve fikirlerim hala aynı çift spiker uygulaması hele de iki Melih ile olduğu zaman kabusa dönüşüyor.Dün ısrarla saçmaladılar ve bolca espri yaptılar.Bu uygulama daha çok can sıkar...

17 Eylül 2010 Cuma

Insua Transferi

Bir süredir yaşadığım yoğunluktan dolayı değinemediğim Insua transferi yazımı gecikmeli olsa da yazabildim sonunda. Sol bek veya sağ bek, bugün sadece Rijkaard’ın sisteminde (eğer bir sistemi varsa tabi) değil; hemen her sistemde kritik bölgedir. Bu sistemlerde orta saha merkezli bir anlayış hakimdir ancak bu sistem orta saha oyuncularınıza yapılan preslerde beklerin oyuna katılımıyla rakibin pres alanını genişletmek üzerine kuruludur. Böylece genişleyen alanda takımınız daha rahat oyunu yönlendirebilir. Beklerinizin ileri çıkması da, bugünlerde dillere pelesenk olmuş olan “oyunu rakip yarı sahada oynamak” deyişini hayata geçirmenizi sağlar.

Bek oyuncularının önemi, Galatasaray’ın en fazla mustarip olduğu konulardan biri. Aslında Galatasaray’da bek oyuncusu sorunu uzun süredir var. Insua’yı ele almadan önce bek geçmişimize şöyle bir bakacak olursak; en son istikrarlı sağ bekimiz olan Capone’den sonra bir ara Uğur Uçar’ın uzun yıllar takımın sağ bek sıkıntısına ilaç olacağını düşünüyorduk fakat o da talihsiz bir sakatlıktan sonra kendini toparlayamadı. Lucescu döneminde gelen Sebastien Perez bana kalırsa –sakat olmasaydı- tam şu an Rijkaard’ın aradığı isim olabilirdi. Dediğim gibi Capone’den sonra sağ bekte en istikrarlı isim Sabri’ydi ama o da sakatlıklardan kurtulamayınca Ali Turan’a mecbur kalıyoruz. Aslında mecburiyet söz konusu değil fakat Rijkaard nedenini anlamadığım bir şekilde Ali Turan ısrarını sürdürüyor. Serkan Kurtuluş sırf sağ bek orijinli olduğu için bile o bölgede oynatılabilir. Hatta Neill’in sağ bek oynadığı dönemlerde attığı golleri düşündükçe Neill bile orda verimli olur.


Sol bek konusuna gelince; Galatasaray yıllardır sol bek konusunda en rahat takımlardan biriydi. Yaklaşık 15-20 yıldır milli takımın sol bekleri bile hep Galatasaray’lı oyuncular olmuştur. Sol bek konusunda Ergun Penbe-Hakan Ünsal ikilisi, hem istikrar hem de performans olarak o bölgeyi taşıdılar. Bu oyuncuların sakatlıklara olan direnci de ayrı bir özellikleriydi. Bu isimlerden sonra 5-6 yıl sol bek sorunu çektik. Hakan Balta’nın gelişiyle sol bekimiz yine istikrara kavuştu. Hakan Balta’nın dengeli oyunu ve sakatlığa olan direnci, 2007’deki şampiyonlukta oldukça önemliydi. Son iki sezonda H.Balta inanılmaz formsuz. Özel hayatına dikkat etmemesi de cabası. Buna bir de sakatlık eklenince Insua transferi bana göre nokta atışıdır.

Genç yaşına rağmen Liverpool scoutlarının ilgisini çeken ve 2007 yılında henüz 18 yaşında Liverpool’a gelen Insua, süratli, teknik, pozisyon bilgisi olan bir isim. En önemlisi de oyunda etkin katılımlı yer alan, rakip beki sürekli geriye iten ve tekniğiyle, olumlu pas ve orta yapabilen yapısıyla Rijkaard’ın aradığı bir isim. Handikapları da var tabi. Henüz yaşının genç olmasının verdiği enerjiyle hücuma çıkışlarında zamanlamasını ayarlayamadığından bölgesine adam kaçırabiliyor. Gaziantepspor maçında da bizlere bu takıma ne kadar faydalı olacağını göstermiştir. İlerleyen haftalarda takıma uyumuyla ve Arda’nın gelişiyle daha verimli olacağı kanaatindeyim.

14 Eylül 2010 Salı

Galatasaray - Gaziantepspor



Öncelikle takımımızın ihtiyacı olan galibiyeti alması önemliydi ve bunu da başardık.Ancak istenilen oyunun sahaya yansıtılmaması ve bir taraftar olarak maçı izlerken endişelenmemiz takımı beğenmemek için yeterli bir sebep.Lakin ne olursa olsun Galatasaray'ın kültüründe Ali Sami Yen'de rakibi boğmak,hep üstün oynamak vardır.Henüz 65.dakikada GS kalecisi zaman geçirmeye oynuyorsa bir sorun var demektir.Galatasaray'ın kendi evinde bu denli sönük olmasının tabi ki bir çok sebebi var.

Öncelikle Rijkaard'dan başlayalım.Misimovic'in gelmesiyle sonunda 4-3-3'ten vazgeçmek zorunda olan Rijkaard,4-2-3-1'in ikili orta sahasında Ayhan ve M.Sarp seçimiyle ilk hatasını yaptı.M.Sarp ve Ayhan'ın top kendilerinden gittiği andan itibaren oldukları yerde durup oyunu izlemelerini artık kabullenemiyorum.Futbol zekaları zaten kısıtlı olan bu iki isme 90 dakika boyunca orta sahanın emanet edilmesini kimse açıklayamaz.Bu oyunculara,pas verdikten sonra pozisyon alarak/yaratarak pas almaları gerektiğini açıklaması,anlatması ve hatta öğretmesi gereken kişi Rijkaard'dır.Bunların hiçbirini yapamıyorsa kulübüye oturtmalı.Premier lig tecrübesi olan ve her koşulda Sarp ve Ayhan'dan daha iyi işler yapabilecek olan Cana'nın oynatılmamasını da anlamıyorum.Ayrıca milli takımda oynamış Sabri'nin yedekte olması,hafta içi idmanlarda oldukça formda olan Pino'nun yedek başlaması da Rijkaard'ın seçimlerindeki yanlışlığı gösteriyor.Yabancı kontenjanı konusunda bir sıkıntı da yok.Elano yerine Pino'yla başlarsan sıkıntı olmazdı.Maça sağda Sabri ve Pino'yla başlasaydı değişiklik hakkını orta sahada kullanabilirdi.Dolayısıyla ne yapacakları az çok belli olan Ali Turan-Elano ikilisiyle başlamak Rijkaard'a 2 oyuncu değişikliğini boşa kullanmaya mal oldu.Ali Turan'ın sağ bekte yetersiz,yeteneksiz olduğunu görmek için büyük hoca olmaya gerek olduğunu sanmıyorum.Rijkaard'ı savunanlar sürekli,elindeki yetersiz kadrodan,yönetimin destek vermemesinden,istediği transferlerin yapılmadığından vs dem vurdular.Ancak dün akşamki tercihleri de göz önüne alınca Rijkaard'ın yanlışlarını görmezden gelmek aptallık olur.


Futbolcuları ele alacak olursak; Ayhan ve Sarp'ın ön libero mevkisinde nasıl aksadığını gördük.Ayhan birisine pres yaparken 5 adım ötedeki Sarp durarak mücadeleyi izliyor.O kadarını tv başından bizler de yapıyoruz.Aynısını Ayhan da yapıyor.Baros ön alanda basarken arkadan prese destek vermiyorlar.Kewell ve Elano'dan zaten yoğun bir pres bekleyemezsiniz.Ayhan ve Sarp, hala top bölgelerine geldiğinde pres yapmaları gerektiğini sanıyorlar.Maçın son dakikalarında 5 dakika sadece Sarp'ı izledim.Beş adım ötesindeki pozisyona koşmayan Sarp maç içinde alakasız koşular yapıyor.Bu adamın hırsına lafım yok ama pozisyon bilgisi ve tekniği bu takımda 11 oynamak için yeterli değil.Ben hala Musa Çağıran'ın neden takıma adapte edilmediğini merak ediyorum.



Ali Turan'la ilgili aslında söylenecek çok şey yok.Bu takıma sağ bek olarak alınmadığını biliyoruz.Taç atmayı bile bilmeyen bir oyuncudan,bek özellikleri sergilemesini bekleyemezsiniz.Ali Turan artık o kadar nefret kazanmıştı ki Sabri oyuna girdiğinde herkes onu bile alkışladı.Ancak,diyelim ki Sabri sakat,peki neden daha önce bek oynamış Neill'i orada kullanmak "dahi-devrimci" Rijkaard'ın aklına neden gelmiyor acaba?



Son olarak yeni transferlerimiz Insua ve Misimovic'ten bahsederek yazıyı tamamlayayım.Insua'nın hücum bindirmeleri,iki yıldır Hakan Balta'dan görmediğimiz şeyler olduğu için tabiki hoşumuza gitti.Maç içinde sadece 1 kez adamını kaçırdığını gördük.Yani hücumu düşünen bir adam ve haftalar geçtikçe Arda'nın da gelmesiyle çok daha iyi olacağına inancımız tam.Misimovic ise ilk maçı olduğundan özellikle ilk yarıda tutuk başladı,ikinci yarıda toparlandı.Onun da Arda'nın dönüşüyle rahatlayacağını ve daha verimli olacağını düşünüyorum.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails