Muslera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Muslera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ekim 2012 Salı

Galatasaray Gibi Oynayın Yeter

                            
Gün geldi çattı. Saat 21.45'te ait olduğumuz yerde, ait olduğumuz platformda, kendi mabedimizde Avrupa'da Galatasaray'ı gösterme zamanı tekrardan.

Her maçın canı ayrıdır; ancak Galatasaray gibi oynamak, o ruhu yansıtmak her maç için temel amacımız olmalı bizim. Hamit'in olmaması, Elmander'in belirsizliği asla takımı etkilememeli bugün. Temel felsefe oyunun her anında pres olmalı, rakibi bir zamanlar diğer Avrupalı takımları nasıl bunaltmış isek bugünde aynen o şekilde bunaltmalı, bezdirmeliyiz oyun hakimiyetimizle. Elbette ki Terim bu maçı kafasında çeşitli defalar oynamış, yaşamıştır ama özellikle ilk 20 dakikada üstünlüğü yakalayan bir Galatasaray, Braga'yı rahatlıkla evine puansız gönderecektir. Bence Manchester maçı birçok görüşün aksine bizim için Avrupalı Galatasaray'ın dönüşü için olumlu sinyaller vermedi. Ama bugün kesinlikle sahada daha farklı bir Galatasaray olacaktır, olmalıdır da.


Kilit oyuncular Muslera, Selçuk ve Burak olacaktır bu maçta. Bu sezon resmi maçlardaki tek gösterişli performansını Manchester maçında sergileyen Muslera bu maçta da takımın en kilit oyuncusu olacaktır. Oyunun iki yönünde takımı yönlendirecek Selçuk, duran toplarda da takımın golle buluşmasında en önemli rolde olacak. Ve tabi ki Burak... Hala tartışılan bir pozisyonda olan Burak bugün gol yollarında kendi gibi oynarsa, rahatlıkla gol veya goller bulacaktır.


Benim bu maça inancım tam. Stadyuma gelen her taraftar, oyunu tıpkı futbolcular gibi yaşar, sonuna kadar destek verirse; eminim ki yeni bir zafer gecesi yaşarız bugün. Grubun en önemli maçına çıkacağımız bugünde her oyuncu kendi rolünü, kendi kariyerinin en özel günlerinden birine çıkacakmış gibi yaşamalı ve galibiyeti takım halinde yakalamalıyız. Tekrardan diyorum; ''Galatasaray gibi oynayın yeter'' bu akşam...

9 Nisan 2012 Pazartesi

Bir Gülüşün Yeter...


Dünkü maçla artık sen de efsanesin bizim için. Bir sezonda en az gol yiyen, bir de üstüne gol atan adam efsane olmuştur çoktan. Sağda solda çıkıp etik dersi verenler var. Bu adamların dertleri senin gol atman değil, hatta bu yıl gelecek şampiyonluk da değil. Onlar da biliyor bu yıl şampiyon olacağımızı. Tek dertleri bu yıl başlayacak ve gelecek yıllarda devam edecek olan bu seriye çomak sokmak.

Sen o penaltıyı usta bir penaltıcı gibi kullandın ama bizim için önemlisi o penaltıyı kullanmak istediğini ifade ettiğin gülüşün oldu, bir gülüşün yeter be aslanım!

26 Ağustos 2011 Cuma

Yeni Sezon Galatasarayı


Her açıdan bizleri hayal kırıklığına uğratmış bir sezon, yeni yönetimimiz ile gelen yepyeni umutlar, İmparator’un yuvaya tekrardan dönüşü, yaz aylarında başlayan şike soruşturması ve Fenerbahçe’nin durumu...

Aslında bunların tamamı yeni sezon öncesi nasıl bir Galatasaray olmalı veya olacak sorusunun farklı farklı cevapları…

Mevcut durumda lig yarışında Fenerbahçe olur mu olmaz mı sorusu halen belli değil.Fakat olmaması birçok şeyi değiştirecektir, şüphesiz. Ancak buna bakmadan yeni transferler, sezon öncesi yapılamayanlar, yeni sezonda yapılması gereken şeyler ile ilgili analizler olacak bu yazıda.


Öncelikle transferler…

Yeni sezon öncesi gelen oyunculara baktığımızda ilk göze batan durum yabancı kalitesinin bir çıta arttığı. Her ne kadar Arda’nın gidişi ve forvet seçeneğinin kısıtlılığı yüzünden sol açık ve golcü transferi muhakkak lazım olsa da; Selçuk, Melo, Ceyhun, Muslera, Eboue, Ujfalusi, Elmander, Engin bu sezonun yeni gelenleri ve kaliteleri ile takıma çok katkılar sağlayacaklarından kimsenin şüphesi yok.

Selçuk-Melo ikilisi dağılmış Galatasaray orta sahasının hem ofansif hem savunma anlamında çıtasını yükseltecektir. Muslera böyle oynamaya devam ederse Avrupa’nın sayılı kalecilerinden olur. Eboue kimilerine göre fazlalık olarak düşünülebilinir; ancak bana kalırsa Selçuk ile birlikte en önemli iki transferimizden biri ve inanılmaz katkılar verecek. Elmander devamlı 11 oynatılırsa bir zamanlar İliç’den aldığımız o gizli katkının da fazlasını verecektir. RUF’un zayıf halkası olarak görülen Ujfalusi hazırlık maçlarının en dikkat çeken ismiydi ve sağ bek-stoper katkısı çok önemli olacak. Engin ve Ceyhun ise derin kadronun önemli isimleri olacaklar. Özellikle aklı futbolda olan Engin birçok maçı tek başına alabilecek bir oyuncu ve bu sene onun dönüş senesi olabilir.


Tüm bunlar pozitif durumlar ama Real Madrid maçı sonrası Terim’in söyledikleri benim de takım adına en önemli eksik olarak gördüğüm durumları bir daha gözler önüne serdi ki bu durumlar bence transferlerden önemli. Terim takımdaki oyuncuların geçen sezonlar ardından birkaç seviye geriye gittiğini, önceliğin tekrardan onlara kişilik kazandırmak olduğunu söyledi. Ayrıca Inter-Liverpool maçlarında topun hakimiyetini eline geçiren Galatasaray’ın çok daha farklı olduğundan bahsetti. Olayın özü de bence bu sözlerde gizli. İleri oynamayı düşünme, Galatasaray’ın önde oynayan yapısını tekrardan yakalama transferlerden de önemli bence.

Kısacası yeni sezon için öncelik mantalitenin değişmesinde. Terim’in de söylediği gibi bunun için de sabır ve bunu yapacak oyuncular gerekli. Baros’un yine alternatifsiz gözüktüğü bu senede hücum gücümüz yine kısıtlı olacak. Şampiyonluk senelerimizde Türk forvetlerin katkıları çok önemli olmuştu. Burada da Necati ve Hasan Kabze düşük maliyetler ile takıma çok katkı verirdi diye düşünüyorum ama yönetim yüksek bonservisli yıldızların peşine düşüp hayal kırıklığı yaşamakta ve yaşatmakta. O yüzden de takım gerçekten çok iyi transferler ile bir seviye atladı ama hücumsal kısıtlılık beni yeni sezon için düşündürüyor. Gerçek bir takım olacağımız bu senede, hepimiz tekrardan Galatasaray heyecanına kavuşmuşken bunca transfer hücumsal kısıtlılık yüzünden mahvolmaz umarım..

Bu seneki ideal kadromuz bence şöyle olur..

-Muslera-
Eboue-Ujfalusi-Servet-Hakan Balta
Melo-Selçuk
Kazım-Elmander-Transfer
-Baros-

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails