25 Ağustos 2011 Perşembe

Kangren Parmak ve Peşkeş!!!

Evvela Ünal Aysal'ın "Kangren parmağı kesmezsek, biri gelir kolumuzu keser" cümlesinden sonra çemkiren taraflı TFF'den bahsetmek lazım. Şike olayında tüm cürum Fenerbahçe'nin üstüne kalmasın diye diğer takımlardan da yönetici ve futbolcuların da şike operasyonunun içine çekilmesi zaten bir oyundu ki o insanların çoğunun Aziz Yıldırım'ın ifadesinden sonra gözaltına alınması da bunu gösterir zaten. TFF, ortada bariz bir şike olayı varken, yayıncı kuruluş ve dolayısıyla diğer kulüpler zarar etmesin diye "Türk futbolunun marka değerine zarar vermemek" kisvesi altında şike olayının üstünü örtme çalışmalarına başlamıştı zaten. Bunun ilk adımı da kulüpler birliğini de yanına alarak play-off usulünü gündeme taşımak oldu. Bir önceki yazıda da belirttiğim gibi tamamen Digitürk'ün kasası düşünülerek ortaya atılmış ve 3.dünya liglerinde uygulanan play-off sistemi Türk futbolunun ne kadar geriye gittiğini gösteren bir uygulamadır.

Play-Off uygulaması şike olayının üzerinin kapatılması için iyi bir kılıftı elbette. Lakin UEFA müfettişinin olaya girmesiyle her şey tersine döndü. Ünal Başkan'ın da dediği gibi, TFF'nin kesmediği kangren parmak (FB) UEFA tarafından kolumuzla birlikte kesildi. Belki de Trabzonspor'la birlikte 2 takımla mücadele edeceğimiz Şampiyonlar Ligi'ne 1 takımla katılmak zorunda kalıyoruz. Türk futbolunun bu kaybını kim ödeyebilir?

İşin diğer boyutu ise UEFA'nın dosyada adı geçen diğer takımlar BJK ve Trabzonspor'u neden kupalardan ihraç etmediğiydi. Burada yaptığım çıkarım, TFF'nin şike operasyonunda bariz suç unsuruna rastlanan kulübün FB olduğunu kamuoyundan gizlemiş olma ihtimali. Yukarıda belirttiğim gibi FB'nin ligden düşürülmesi sonucunda ortaya çıkacak olan mali düşüşün diğer Anadolu kulüplerini ve tabi ki yayıncı kuruluşu etkilememesi için böyle bir örtbas olayına yöneldirler. Lakin UEFA, eğer ortada TS ve BJK ile ilgili somut deliller olsaydı, sadece FB aleyhine kararlar vermezdi. Demek şike ile ilgisi olan tek takım Fenerbahçe.

Bir diğer konu ise fikstür konusu. Fikstür çekimlerine dikkat edince özellikle ligin son 4 haftası derbiler dikkatimizi çekiyor. Zaten play-off uygulamasıyla voliyi vurması sağlanan Digitürk'e, bir de derbilerin play-off öncesi son haftalara dağıtılmasıyla Türk futbolu resmen peşkeş çekilmiştir. Bir fikstür çekimi düşünün ki yayıncı kuruluşun binasında olsun. Nerede görülmüş peşkeşin böylesi? İşte Türk futbolunun marka değeri... Bundan sonra digitürk alan, olan kutusunu iade etmeyen Türk futboluna bir balta vurmuş sayılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails