albert riera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
albert riera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2013 Çarşamba

Yeni Transferlerle Muhtemel Kadrolar



Malum Sneijder ve Drogba transferleri hakkında ne söylesek boş. Şimdi oturup Drogba, Sneijder kimdir diye tanıtmaya çalışmak bile bu adamların kariyerine hakaret olur. Bu transferlerle ikinci yarı takımın ilk 11'i nasıl şekillenecek diye hepimiz merak ediyoruz. Bu bağlamda biz de kafamızda belli başlı kadrolar oluşturduk. Süper Lig için 3 farklı kadro dizilimi oluşturduk. Normalde Riera'yı kesmezdim ama yapacak bir şey yok gibi. İlk kadroyu asimetrik 4-4-2 olarak bilinen dizilişe göre yaptık. Burada Sneijder sol kanatta gibi dursa da hücuma daha yakın ve serbest bir alanda oynar gibi düşünebiliriz. Ayrıca bu taktikle maç içerisinde Hamit'in ortaya geçmesiyle 4-3-1-2'ye de dönülebilir.




İkinci kadro da 4-1-2-1-2 şeklinde. Aslında Bir nevi 4-3-1-2 de diyebiliriz. Bu kadroda forvette Drogba yanında Elmander'i düşündüğümüz için Melo kesik yedi;




Üçüncü kadro 4-2-3-1 dizilişinde. Burada Burak Yılmaz sağ kanatta görülüyor ancak orta sahaya Yekta'yı koyup, Hamit'i kanada çekerek Burak Yılmaz'ı kulübeye göndermek de mümkün;




Ve son olarak Schalke maçı için kurduğumuz kadro var. Bu maç için kesinlikle ve kesinlikle ileri uçta Drogba'nın yanında Elmander'i düşünüyoruz.


29 Nisan 2012 Pazar

Maestro!


Takımın dün akşamki galibiyeti ve oyunu gerçekten takdire şayandı. Maç sonu Fatih Hoca, "Selçuk her gün frikik çalışıyor" dedi. Selçuk'un frikik kullanımında her gün üstüne koymasının sebebi de budur şüphesiz. Frikikleri de penaltı gibi kullanana kadar çalışmaya devam et Selçuk! Selçuk artık takımı öyle yönetiyor ki topsuz alanlarda dikkat edince sürekli eliyle topun gitmesi gereken yeri işaret ediyor. Tam anlamıyla bir maestro haline geldi artık. Dünyada şu an gol atan, asist yapan, şut atan, frikik kullanan, pas hatası yapmayan ve Selçuk kadar genç olan başka bir orta saha yok. Dün de gördük ki Selçuk oyundan çıkınca orta sahamız panayır yerine dönüyor. Bu sene şampiyonluk gelir, buna inancım tam. Ancak seneye karşılaşacağımız yoğun fikstürde Selçuk ve Melo ikilisi bu sezon olduğu gibi her maç oynayamaz. Orta sahaya sağlam takviyeler şart.


Eboue dün belki de en iyi maçını oynadı. Eboue hücuma biraz destek verdiğinde neler yapabildiğini görüyoruz. Geçen haftaki fener maçında neden hücuma hiç çıkmadı onu hala anlamış değilim, kendisi bana açıklayana kadar da anlayacağımı sanmam. Her şey bir yana şu çok net ki çok iyi bir (veya iki) kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. Hakan Balta ve özellikle Eboue'den hücumda da faydalanmak istiyorsak önlerinde bek bilgisine de sahip kanat oyuncuları olması şart. 

Baros'la ilgili de iki kelam edeyim. Dünkü maçta oyuna girene kadar Baros'un ilk 11 başlaması taraftarıydım açıkçası. Kendisini severim, sezon sonu gideceğini biliyordum ama kalsın isterdim. Lakin dünkü maçta Milan Baros defteri benim için de kapanmıştır. Bunun sebebi performansı falan değil, sahadaki duruşu. Baros kendi kendini bitirmiş kafasında. Bize sadece en başarısız zamanımızda tek başarımız olan gol krallığını yaşattığı için teşekkür etmek düşer.

Son olarak Trabzonspor'a satılmış yaftası yapıştıran fener taraftarının şimdiden tutuştuğunu gördük. Geçen hafta galibiyetten sonra "her şey bizim elimizde" diyorlardı. Tüm GS taraftarları Kadıköy'e şampiyon çıkalım istiyor ama ben Kadıköy'de şampiyon olmak istiyorum. Kadıköy'e şampiyon sıfatıyla çıkıp da mağlup olmayı kabullenemem.

NOT: Elmander'i elbette unutmadım. Eboue'nin ilerde kaldığı pozisyonda sağ bek mevkisinden top karşılayıp uzaklaştıran bir adam... Eğer dün üçüncü golde sağ bekimiz kaleciyle karşı karşıya kalıyor, kaleye giden topa orta sahamız koşuyorsa bunun adı Elmander faktörüdür.



18 Eylül 2011 Pazar

İlk Galibiyet: Galatasaray - Samsunspor



-Takımın oyununda geçtiğimiz haftaya göre gözle görülür bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz. İBB maçında yerden yere vurduğumuz G.Zan yediğimiz goldeki hatasına kadar bence oldukça iyi oynuyordu ama bize bir kez daha gösterdi ki Gökhan Zan böyle. Ona ne performans ne de istikrar açısından güvenebiliriz. Ayran budur yarısı sudur.

-Yine İBB maçında takımda hiçleri oynayan Kazım, bu maçta da sahanın en kötüsüydü. Fatih Terim'in onu oyundan çıkarmasını beklemiyordum açıkçası. O da beni şaşırttı. Kazım'ın oyundan çıkması ve 4-4-2'ye dönüş takımı kendine getirdi. Umarım Terim bu tek forvet yanlışından döner, takım da rahat bir nefes alır.

-Elmander ve Sercan'ın oyuna girmesi ve sonunda özlediğimiz, Galatasaray'ımızın asıl karakteri olan 4-4-2 formasyonuna dönülmesiyle kapanan Samsun savunmasını açmaya başladık. Bu blogda yazı yazmaya başladığımız günden itibaren bahsettiğimiz şey Galatasaray'ın -özellikle içerdeki maçlarda- her zaman 4-4-2 oynaması gerektiğiydi. Bugün maça tek forvet başlıyorsanız, Samsun gibi kapanan takımlara karşı o tek forvetinizi kurban ediyorsunuz demektir. İlk yarıda orta sahada top yapabildik ama topu ileri taşıyamayınca Baros'un yaptığı çapraz koşulardan açılan boşluklara sızan kimse olmadığı için Baros resmen kendini heder etti. Oradan oraya koşan, sürekli markaj altında stoperlerle boğuşan bir Baros'tan verim elde edemezsiniz. Keza Elmander'in de tek forvet oynayamayacağını düşünüyorum. Yabancı sınırlamasına takılmamak adına sırf bu tarz kapanan takımlara karşı çapraz-boş koşu yapabilen Sercan'ı 2.forvet olarak Baros veya Elmander'in yanında başlatmak en mantıklısı olur. Bu sayede forvetteki Sercan'a göre son vuruş açısından daha yetenekli diğer oyuncunuza daha çok boş alan ve daha az markaj şansı yaratılır.

-Orta sahaya baktığımızda bugünkü maçta müthiş mücadele eden, akıllıca toplar atan Melo bence maçın adamıydı. Selçuk ise biraz daha hızlı hareket etmeli. Özellikle bugünkü gibi skor avantajı olması durumunda son 10-15 dakika Ceyhun Gülselam ve Engin Baytar'ın orta sahada denenmesinden yanayım.

-İlk yarı kanatları çok etkili kullanamadık. Riera kalitesini ortaya koydu. İlk yarı daha vasat olsa da ikinci yarı çok iyi toparladı ve ilk maçı olmasına rağmen 90 dakika sahada yorulmadan kalarak hazır olduğunu gösterdi. Takıma uyum sağladıkça, Fatih Terim'in ona daha fazla sorumluluk vermesi gerekiyor. Ayrıca Riera'nın performansının Hakan Balta'nın hücuma katılmasında ne kadar etkili olduğunu da gördük. İki yıldır neredeyse bindirme yapmayan Hakan Balta bugün hemen her atakta hücuma destek verdi. Sol kanatta özlediğimiz hareketlerdi bunlar açıkçası.

-Bir de Mustafa Sarp'a parantez açmak lazım. O kadar zaman başarısızlığında en büyük payı oynadığın ama yine de ekmeğini yediğin ve üstelik taraftarı olduğunu söylediğin bu takımın büyük taraftarına "sus" işareti yaparsan, sen o sahadan ıslıkla ayrıldığına dua etmelisin. Madem golünü attın, git takım arkadaşlarına sarıl, adam gibi abartmadan kutla. Kuyruk acın nerden geliyor? Bu takımda olmayı çok hak edip de gönderildin mi? Ama hepimizi biliyoruz ki sen adam değilsin, itsin it!

-Son olarak, galibiyetle sonuçlanması gereken bir maçı, skor 1-1 olmasına rağmen lehimize çevirmiş olmamız bizim için iyiye işaretti. Oyuncuların birbirleriyle olan uyumu ve maç eksikliğinden mütevellit yüksek tempoda bir maç izleyemedik ama özellikle Riera'nın uyumu, Melo ve Selçuk'un kondisyon ve form tutmalarıyla takımın daha tempolu maçlar izleteceğini düşünüyorum. Umarım çarşamba günü Karabük deplasmanında bugünkü oyunun daha da üstüne koymuş bir şekilde maçı kazanırız.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails