sabri sarıoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sabri sarıoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mart 2012 Cumartesi

Kırk Süper Final Oynatsanız Ne Yazar...


Taraftar yaptıklarıyla, söylemleriyle herkesi kendine hayran bırakırken...


İmparator 'Ben uzun seneler burdayım...' demişken...


Sabri'nin attığı gol sonrası oğlu Sarp ile sarılması, tıpkı şampiyonluk senelerinde olduğu gibi bu sene de Florya'da mutlu bir Galatasaray ailesi var dedirtirken...

Kısacası yönetimi, teknik ekibi, futbolcusu, taraftarı tek bütün olmuşken; siz kırk Süper Final oynatsanız ne yazar...

7 Ocak 2012 Cumartesi

Siktir Git Artık Be...


Hayatımda ilk kez bir maç bitmeden yazı yazıyorum. Devre arası şimdi ve 2-0 mağlubuz. Ama ikinci yarı yensek de, yenilsek de; maç farka gitse de umrumda değil. Hatta Sabri denen futbolculuğunu bıraktım insanlığını tartışacağım şahıs, çıkıp üç gol atsa da bu yazım ve şu anki Sabri nefretim değişmez. Nedir ya bu adamın tılsımı, ne yapmıştır geldiği günden bu yana? Aptalca koşması, anlamsız sırıtışları dışında neyi vardır bu adamın. Neymiş iyi Galatasaraylıymış. Yazıyı okuyun ve bi düşünün. Haftalardır Sabri yokken takım nasıldı? Geçecek artık herkes bu işleri. Ben fanatiğim demekle insanları kandırmayacak kimse. Ya sen 42 gün oynama sonra gel ilk topta şuta kalk, dağları taşları gör. Nereden bu özgüvenin senin ya?

Cidden üzülüyorum bu adamın kaptanlığındaki Galatasaray'a. Bu maçı kaybetmek inanın umrumda değil. Benim derdim Sabri'de, onca senedir bu yeteneksizliği ile takımda hala değişmez olabilmesinde. Takımına, oyuncusuna küfür eden taraftara en başta ben karşıyım ama Sabri sen başkasın ya, yakışmıyorsun bi siktir git ya. Çünkü sen bizden vazgeçmedikçe senden vazgeçilmiyor...

17 Eylül 2010 Cuma

Insua Transferi

Bir süredir yaşadığım yoğunluktan dolayı değinemediğim Insua transferi yazımı gecikmeli olsa da yazabildim sonunda. Sol bek veya sağ bek, bugün sadece Rijkaard’ın sisteminde (eğer bir sistemi varsa tabi) değil; hemen her sistemde kritik bölgedir. Bu sistemlerde orta saha merkezli bir anlayış hakimdir ancak bu sistem orta saha oyuncularınıza yapılan preslerde beklerin oyuna katılımıyla rakibin pres alanını genişletmek üzerine kuruludur. Böylece genişleyen alanda takımınız daha rahat oyunu yönlendirebilir. Beklerinizin ileri çıkması da, bugünlerde dillere pelesenk olmuş olan “oyunu rakip yarı sahada oynamak” deyişini hayata geçirmenizi sağlar.

Bek oyuncularının önemi, Galatasaray’ın en fazla mustarip olduğu konulardan biri. Aslında Galatasaray’da bek oyuncusu sorunu uzun süredir var. Insua’yı ele almadan önce bek geçmişimize şöyle bir bakacak olursak; en son istikrarlı sağ bekimiz olan Capone’den sonra bir ara Uğur Uçar’ın uzun yıllar takımın sağ bek sıkıntısına ilaç olacağını düşünüyorduk fakat o da talihsiz bir sakatlıktan sonra kendini toparlayamadı. Lucescu döneminde gelen Sebastien Perez bana kalırsa –sakat olmasaydı- tam şu an Rijkaard’ın aradığı isim olabilirdi. Dediğim gibi Capone’den sonra sağ bekte en istikrarlı isim Sabri’ydi ama o da sakatlıklardan kurtulamayınca Ali Turan’a mecbur kalıyoruz. Aslında mecburiyet söz konusu değil fakat Rijkaard nedenini anlamadığım bir şekilde Ali Turan ısrarını sürdürüyor. Serkan Kurtuluş sırf sağ bek orijinli olduğu için bile o bölgede oynatılabilir. Hatta Neill’in sağ bek oynadığı dönemlerde attığı golleri düşündükçe Neill bile orda verimli olur.


Sol bek konusuna gelince; Galatasaray yıllardır sol bek konusunda en rahat takımlardan biriydi. Yaklaşık 15-20 yıldır milli takımın sol bekleri bile hep Galatasaray’lı oyuncular olmuştur. Sol bek konusunda Ergun Penbe-Hakan Ünsal ikilisi, hem istikrar hem de performans olarak o bölgeyi taşıdılar. Bu oyuncuların sakatlıklara olan direnci de ayrı bir özellikleriydi. Bu isimlerden sonra 5-6 yıl sol bek sorunu çektik. Hakan Balta’nın gelişiyle sol bekimiz yine istikrara kavuştu. Hakan Balta’nın dengeli oyunu ve sakatlığa olan direnci, 2007’deki şampiyonlukta oldukça önemliydi. Son iki sezonda H.Balta inanılmaz formsuz. Özel hayatına dikkat etmemesi de cabası. Buna bir de sakatlık eklenince Insua transferi bana göre nokta atışıdır.

Genç yaşına rağmen Liverpool scoutlarının ilgisini çeken ve 2007 yılında henüz 18 yaşında Liverpool’a gelen Insua, süratli, teknik, pozisyon bilgisi olan bir isim. En önemlisi de oyunda etkin katılımlı yer alan, rakip beki sürekli geriye iten ve tekniğiyle, olumlu pas ve orta yapabilen yapısıyla Rijkaard’ın aradığı bir isim. Handikapları da var tabi. Henüz yaşının genç olmasının verdiği enerjiyle hücuma çıkışlarında zamanlamasını ayarlayamadığından bölgesine adam kaçırabiliyor. Gaziantepspor maçında da bizlere bu takıma ne kadar faydalı olacağını göstermiştir. İlerleyen haftalarda takıma uyumuyla ve Arda’nın gelişiyle daha verimli olacağı kanaatindeyim.

14 Eylül 2010 Salı

Galatasaray - Gaziantepspor



Öncelikle takımımızın ihtiyacı olan galibiyeti alması önemliydi ve bunu da başardık.Ancak istenilen oyunun sahaya yansıtılmaması ve bir taraftar olarak maçı izlerken endişelenmemiz takımı beğenmemek için yeterli bir sebep.Lakin ne olursa olsun Galatasaray'ın kültüründe Ali Sami Yen'de rakibi boğmak,hep üstün oynamak vardır.Henüz 65.dakikada GS kalecisi zaman geçirmeye oynuyorsa bir sorun var demektir.Galatasaray'ın kendi evinde bu denli sönük olmasının tabi ki bir çok sebebi var.

Öncelikle Rijkaard'dan başlayalım.Misimovic'in gelmesiyle sonunda 4-3-3'ten vazgeçmek zorunda olan Rijkaard,4-2-3-1'in ikili orta sahasında Ayhan ve M.Sarp seçimiyle ilk hatasını yaptı.M.Sarp ve Ayhan'ın top kendilerinden gittiği andan itibaren oldukları yerde durup oyunu izlemelerini artık kabullenemiyorum.Futbol zekaları zaten kısıtlı olan bu iki isme 90 dakika boyunca orta sahanın emanet edilmesini kimse açıklayamaz.Bu oyunculara,pas verdikten sonra pozisyon alarak/yaratarak pas almaları gerektiğini açıklaması,anlatması ve hatta öğretmesi gereken kişi Rijkaard'dır.Bunların hiçbirini yapamıyorsa kulübüye oturtmalı.Premier lig tecrübesi olan ve her koşulda Sarp ve Ayhan'dan daha iyi işler yapabilecek olan Cana'nın oynatılmamasını da anlamıyorum.Ayrıca milli takımda oynamış Sabri'nin yedekte olması,hafta içi idmanlarda oldukça formda olan Pino'nun yedek başlaması da Rijkaard'ın seçimlerindeki yanlışlığı gösteriyor.Yabancı kontenjanı konusunda bir sıkıntı da yok.Elano yerine Pino'yla başlarsan sıkıntı olmazdı.Maça sağda Sabri ve Pino'yla başlasaydı değişiklik hakkını orta sahada kullanabilirdi.Dolayısıyla ne yapacakları az çok belli olan Ali Turan-Elano ikilisiyle başlamak Rijkaard'a 2 oyuncu değişikliğini boşa kullanmaya mal oldu.Ali Turan'ın sağ bekte yetersiz,yeteneksiz olduğunu görmek için büyük hoca olmaya gerek olduğunu sanmıyorum.Rijkaard'ı savunanlar sürekli,elindeki yetersiz kadrodan,yönetimin destek vermemesinden,istediği transferlerin yapılmadığından vs dem vurdular.Ancak dün akşamki tercihleri de göz önüne alınca Rijkaard'ın yanlışlarını görmezden gelmek aptallık olur.


Futbolcuları ele alacak olursak; Ayhan ve Sarp'ın ön libero mevkisinde nasıl aksadığını gördük.Ayhan birisine pres yaparken 5 adım ötedeki Sarp durarak mücadeleyi izliyor.O kadarını tv başından bizler de yapıyoruz.Aynısını Ayhan da yapıyor.Baros ön alanda basarken arkadan prese destek vermiyorlar.Kewell ve Elano'dan zaten yoğun bir pres bekleyemezsiniz.Ayhan ve Sarp, hala top bölgelerine geldiğinde pres yapmaları gerektiğini sanıyorlar.Maçın son dakikalarında 5 dakika sadece Sarp'ı izledim.Beş adım ötesindeki pozisyona koşmayan Sarp maç içinde alakasız koşular yapıyor.Bu adamın hırsına lafım yok ama pozisyon bilgisi ve tekniği bu takımda 11 oynamak için yeterli değil.Ben hala Musa Çağıran'ın neden takıma adapte edilmediğini merak ediyorum.



Ali Turan'la ilgili aslında söylenecek çok şey yok.Bu takıma sağ bek olarak alınmadığını biliyoruz.Taç atmayı bile bilmeyen bir oyuncudan,bek özellikleri sergilemesini bekleyemezsiniz.Ali Turan artık o kadar nefret kazanmıştı ki Sabri oyuna girdiğinde herkes onu bile alkışladı.Ancak,diyelim ki Sabri sakat,peki neden daha önce bek oynamış Neill'i orada kullanmak "dahi-devrimci" Rijkaard'ın aklına neden gelmiyor acaba?



Son olarak yeni transferlerimiz Insua ve Misimovic'ten bahsederek yazıyı tamamlayayım.Insua'nın hücum bindirmeleri,iki yıldır Hakan Balta'dan görmediğimiz şeyler olduğu için tabiki hoşumuza gitti.Maç içinde sadece 1 kez adamını kaçırdığını gördük.Yani hücumu düşünen bir adam ve haftalar geçtikçe Arda'nın da gelmesiyle çok daha iyi olacağına inancımız tam.Misimovic ise ilk maçı olduğundan özellikle ilk yarıda tutuk başladı,ikinci yarıda toparlandı.Onun da Arda'nın dönüşüyle rahatlayacağını ve daha verimli olacağını düşünüyorum.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails