Gençlerbirliği maçına çıkan 11’inin 10 futbolcusu dünyanın
çeşitli ülkelerinde hafta içi maç yaparak gelmişti Galatasaray’ın. Yani
rakibinin futbolcularının hafta boyunca sadece bu maça odaklanarak geldiği bir
atmosferde Galatasaray futbolcuları ivme kaybedilen bir periyotta takımca
mental olarak toparlanma fırsatı bulamamıştı. Kaldı ki Hamit- Burak- Amrabat
gibi rüşdünü ispat edememiş futbolcuların psikolojisi de mevcut futbollarının
ortaya çıkamamasına, dolayısı ile de takımın geçen sezona oranla bir gömlek
zayıf bir takım görüntüsü vermesine yol açmıştı, Gençlerbirliği maçı öncesi.
Böyle bir maç önü atmosferi sonrası Galatasaray kötü gidişe
dur diyemedi ve 2 puan kaybıyla Ankara’dan dönmek zorunda kaldı. Lig yarışının
uzun olması ve asıl arenanın Avrupa arenası olmasından dolayı maç ile ilgili
çok fazla yorumda bulunmaya gerek yok ancak takım ile ilgili bazı noktalara
değinmek de yarar var.
Takım şu ana kadar istenen seviyede değilse bunda kilit
noktalar var elbette ki. Sıra sıra değinip, genel resmi görmek en mantıklısı
olur bence. En önemli sorun bana kalırsa Ujfalusi’siz Galatasaray’ın hem
savunma hem de ofansta dağınık bir görüntü sergilemesi. Defansif anlamda geçen
sene Ujfalusi Semih’i ne kadar ilk
toplara gönderiyor diye yorumlar yapılmıştı; ancak bu hamlelerinde Ujfalusi’nin
taktik zekası ve Semih’in eksiklerini bu yolla kapatmasının doğruluğu ortaya
çıktı. Mevcut durumda Semih- Cris- Dany ikililerinden hiçbiri birbirlerini
tamamlayamadı ve Ujfalusi gibi geriden top çıkartıp; orta alan ikilisini
rahatlatamadı. Bir diğer sorun da Elmander’in güçlü görünmeyen fiziği ve
dolayası ile de 4-5-1’e dönüşen 4-4-2’i sistemini görememiz. Gençlerbirliği
maçı Elmander’in dönüş sinyalini verdi ki bu Galatasaray’ın geri dönüşü için
çok önemli olacak bence. Son olarak da Selçuk ve milli takım krizi… Geçen senenin açık ara en iyi Türk oyuncusu
ne hikmetse ‘taktiğe uymayan futbolcu’ damgası yedi ve bugüne kadar olayların
içine çekilmeyip sadece işini yapan Selçuk bu durumdan bir hayli etkilendi.
Mart ayına kadar Milli kabus da bittiğine göre geçen seneki Selçuk tekrardan
dönecektir. Bana kalırsa Melo’nun geç katılımı, bireysel performans düşüklükleri,
Burak- Amrabat’ın tipik 4-4-2 oyuncusu olmayışları da şu an yaşanan düşüşün
sebepleri ancak asıl problemler uzun olarak değindiğim üç maddenin içerisinde
gizli.
Ama geçen sene de geç form yakalamış bir Galatasaray takımı
vardı ve üst üste kazanılan maçlar ile takım almış başını gitmişti. Geçen sene
Galatasaray’ı başka yapan maç kesinlikle Arena’da kazanılan 3-1’lik Fenerbahçe
maçıydı. O maçtan sonra takım bambaşka bir takım haline dönüşmüştü. İşte Cluj
maçı da bu sezon tekrardan takım olacağımız maç olmalı. Mevcut resimde 0 puan
ve grup sonunculuğu var ancak bu takım içerde, dışarıda Cluj galibiyetleri ile
rahatlıkla 10 puanı görebilir bu grupta. Eğer bildiğimiz maç önü Fatih Terim
performansı şu anlarda takımın üzerine sinmişse bu ana kadar yaşanan puan
kayıplarının hiçbir önemi yok benim için. Yarın yeter ki futbolcular motive
olarak çıksınlar bu maça ve erken bir gol bulup oynadıkça zevk veren hücum
futbolu ile Cluj’u Arena’nın çimlerine
gömsünler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder