28 Ocak 2012 Cumartesi

Sercan Yıldırım ve Yetenek




Net söylüyorum; bu adamdan bir cacık olmaz. Bu yetenekle arpa yolu kadar yol kat edemez. Sercan'a her top gelişinde sanki suratında bu ifade var."Ulan n'apacaz şimdi" der gibi. Sercan, genç yetenek yaftasını belki de vaktiyle potansiyelden dolayı almış olan ama gördüğümüz üzere bu potansiyeli bir türlü pratikte uygulayamıyor. Tamam, iyi niyetine ve çabasına hiçbir lafım yok. Lakin futbol iyi niyetle oynanmıyor. Hoş, ben kendisinin potansiyeline de inanmıyorum. Bursaspor'un şampiyon olduğu sene 6 gol atabilmiş bir adamdan bahsediyoruz. Sercan ceza sahasına girdiği zaman ne yapacağını kestiremiyoruz, emin olduğumuz tek bir şey var, o da gol atamayacağı. Samsunspor'a pis burun vurarak attığı golde bile kimse gol beklemiyordu zaten. 


Bursaspor'dayken de gol vuruşları konusunda 40 fırın ekmek yemesi gerekiyordu zaten. Galatasaray'a geldi hala gol vuruşu yapamıyor, top süremiyor, top saklayamıyor, kafa vuruşu yok, tek özelliği hızı olan bu adam neden transfer edildi demiştik sezon başında. Maksat yerli genç forvet almaksa sercan'dan daha faydalı olacak bir liste bile yapabiliriz. 



Mesela Bursaspor'dan sezon başında Gaziantepspor'a hem de bedelsiz olarak transfer olan Muhammet Demir Sercan'dan 10 gömlek üstün bir forvettir. Milli takımlar düzeyinde onlarca gol atmış bir oyuncudur, hem gol vuruşu hem de ayağına hakimiyeti üst düzeydedir. böyle bir adamı bedelsiz almak varken Sercan'a o kadar para vermek nedendir? 


Mehmet Batdal'ı koysak o da bu kadar oynar. belki de daha iyisini yapar.

16 Ocak 2012 Pazartesi

Arda'ya...


Normalde Holigan Bros olarak Arda mevzusunu kendi aramızda konuşmaktan bile artık sıkılmış olsak da, bir iki gündür olanların ardından, iyi giden takımımıza çomak sokmak isteyen Arda hakkında 2 çift laf da biz edelim dedik.

Erdem Çetin;

Aslında sevmiyoruz seninle ilgili konuşmayı, kaptanlık döneminin bize utanç verdiğini söylemeyi. Ama sen konuşuyorsun devamlı, soru bile sorulmadan, fikrine bile danışılmadan seni sen yapan kulüp için, anlamsız ve aptalca. Gittin hala konuşuyorsun. Yeni takımında 11’i göremediğin dönemde mutluluk, huzur palavraları atıp; aklınca Bülent’i bu maça ekstra motive etmeye çalışıyorsun hem de bir Fenerlinin konuşacağı türden laflarla. Ama şaşmamak da lazım bu duruma. Çünkü sen menajerin olarak, Galatasaray’ın yeteneksizliği yüzünden kovduğu Ahmet Bulut’u seçtin. Zamanında Okan ve Emre transferlerinde kulübe beş kuruş kazandırmamayı başarmış eski kaleci bozuntusu yeni plan olarak seni seçti ve her seferinde senin üzerinden Galatasaray’ı karıştırmaya çalıştı, sen de alet oldun buna. Ne yazık ki Rıdvanlı, Acunlu,Emreli çevren ve menajer bozuntun ile yanlış yoldasın Arda. Gitmene zerre üzülmemiş onlarca Galatasaraylı şimdi sensiz yabancıların taraftara yem yapılmadığı, arkadaşlığın tavan yaptığı Galatasaray’dan gurur duyuyor. Kısacası Galatasaray’a Fatih Terim’e ufacık saygın varsa sus artık! Derdin takımında oynamak, kalabilmek olsun. Buralar sensiz çok daha iyi ve huzurlu…

Ben de GS Sözlük'te yazdığımı biraz toparlayıp bir şeyler yazdım;

Giderken bile basın toplantını Florya'da yapmadın. İmparatorla konuşmadın, danışmadın. Gittin çar çakala yarenlik ettin.Biz bilmiyor muyduk sanki ilk fırsatta senin de Galatasaray düşmanlığı yapacağını?  İşte gördük. Lakin Arda'nın bunlar daha iyi günleri, daha neler neler duyacağız merak etmeyin. Arda her milli takım için Türkiye'ye gelişinde böyle açıklamalar yapıp gidecek. Şu an onsuz Galatasaray'ın dolu dizgin gidiyor olmasını bile kaldıramıyor bu adam. Hani anti-imparatorcular diyor ya Fatih Terim için; "adamın egosu tavan yeaaa" diye. İşte ego tavan biri varsa o da kimilerinin sürekli dilinizden düşürmediğin, kaptanımız dediğiniz Arda Turan'dır. Arda, sen kimsin ki Galatasaray’ı “vefasızlıkla” suçlayacaksın? Neyin vefasını bekliyorsun sen?


Bazı taraftarlarımız her önüne gelene "büyük galatasaraylı, gerçek taraftar-futbolcu" gibi yakıştırmaları ne de kolay yapıyor. Ulan Mustafa Sarp'a bile "adam galatasaraylı" diye vaktiyle ses çıkarmadınız, foyası çıktı meydana, gördük ne bok olduğunu.



Arda'ya, Sabri'ye Galatasaray'ın çocuğu dediniz, tamam eyvallah… Pekiiiii…

Arda değil miydi Manisa maçında taraftar çağırınca küsüp taraftara gitmeyen?


Arda değil miydi"Avrupa kupası kaldırmadan gitmem"diyen?

Arda ve Sabri değil miydi Skibbe döneminde Lincoln kaptan olduğunda, "biz bu takımda artık kaptanlık yapmayız" diyenler? Bu adamlar kim ki Galatasaray kulübünün kaptanlığına sırt çevirecekler? 


Şimdi diyeceksiniz ki “adam derbilerde kavga ediyordu cart curt.”Bunu diyenle tartışmam zaten.



Tek dileğim, seneye biz Şampiyonlar Ligi'nde oynarken, Arda orada bizi televizyondan izleyip kudursun. Bu sene düşmeme mücadelesi veren takımına odaklasın ve Oğuz Altay’ın da dediği gibi artık sussun!

13 Ocak 2012 Cuma

Xherdan Shaqiri Transferi


Shaqiri ile ilgili bir şeyler söylemem gerekirse, kendisinin sadece adını duydum şu ana kadar. GS Sözlük ve diğer yerlerde adını çok duyunca dün youtube'dan 2-3 videosunu izledim. Ne kadar güvenilir bir kaynak bilmiyorum tabi. Lakin belli ki izlemiş arkadaşlar oldukça memnunlar bu transfer söylentisinden. Bence de genç bir oyuncu olduğundan iyi bir transfer olabilir. Verilen parayı tartışmam ben, o kulübün işi. Fatih Hoca uzun zamandır izliyormuş kendisini, imparator'a güvenimiz tam sonuçta.

Her neyse, ben alınmasın demiyorum ama asıl değinmek istediğim nokta şu ki, takımla ilgili çıkan tüm transfer haberleri hep kanat oyuncularıyla ilgili. Dün takımımıza katılan Yiğit Gökoğlan; ismi geçen Shaqiri, Ronaldinho; altyapıdan gelen Berk, Okan, Merthan gibi isimler hep kanat üzerine. Bu durum beni açıkçası tedirgin ediyor. Neden derseniz; bu kanat oyuncularına yüklenme durumu sanki imparatorun aklında 4-3-3 veya 4-2-3-1 gibi tek forvetli bir sistem varmış hissi uyandırıyor bende. Açıkçası ben buna fena halde karşıyım. Biz zamanında Rijkaard'ı sürekli eleştirdiysek sebebi Galatasaray'ın karakterinin çift forvet olmasıdır. Galatasaray çift forvet dışında oynamamalı. 4-2-3-1 dilencileri memnun eder belki ama bana kalırsa Fatih Hoca böyle bir şey yaparsa işler şimdiki gibi iyi gitmez. Sezon sonunda Baros gidecek gibi görünüyor ki eğer giderse -bu transfer söylentilerinden yola çıkarak- tek forvete dönülecek gibi. Çift forvetten şaşılmasın, gerekirse Florya'ya gidip imparatorun ayaklarına kapanırım lan! Bu sezona bakınca 11.haftadaki Beşiktaş maçından sonra sürekli çift forvet oynadık ve 8 maçtır kazanıyoruz. Daha fazla söze gerek var mı hacılar?

12 Ocak 2012 Perşembe

Yiğit Gökoğlan ve Transfer Politikamız


Çok uzun zamandır gündemde olan, birçoğumuzu tatmin etmediğini veya aklımızda soru işaretleri bıraktığını düşündüğüm bir transfer gerçekleşti ve Yiğit Gökoğlan artık Galatasaray’da. Evet birçoğumuz tatmin olmadık ama Fatih Terim bu transferde epeyce ısrarlı oluşu, Yiğit’in de kaybettikleri Galatasaray maçı ardından transfer gerçekleşmiş gibi yorumlar yapması ve takımın kanat oyuncuları ile rekabete gireceğini iştahlı bir şekilde anlatışı düşünüldüğünde; hem hoca hem de oyuncu bu transferde ısrarcı ise bu transfer ile alakalı olumsuz konuşmak çok da fazla anlam ifade etmez. Ama..

Ama kısmı içinde birkaç yorum yapmak gerekir sanırım. Elbette ki kulübün maddi durumu, transfer bütçesi bizi yöneticiler kadar ilgilendirmez ama Melo’nun sezon sonu yüksek bir bonservis ile alınacak olması, gündemdeki Shaqiri transferi için haklı olarak ayrılması gereken milyon dolarlar, bana kalırsa Yiğit’den bir kalite daha iyi olan Turgut Doğan’ın çok daha düşük bir maliyetle takıma alınabilecek olması gibi tartışılması gereken düşünceler mevcut iken 2.8 milyon dolarlık bir Yiğit Gökoğlan hamlesi bana biraz sıkıntılı geldi. Ayrıca ara transfer için nev-i şahsıma münhasır adaylarım Necati, Uğur ve Olcan'dı. Olcan bu paralara belki takıma kazandırılabilinirdi ve bir yedek oyuncusundan çok takımı bir üst seviyeye çıkartacak, tek başına maç çevirebilecek bir oyuncu transfer edilirdi. Uğur da bugün Karabüklü oldu. Necati’nin de sözleşmesinin sezon sonu bitecek olması nedeniyle anlaşılan o ki, Necati sezon sonu için ideal bir transfer. Kısacası üçü de olabilirdi ancak mevcut koşullar altında bu transferler gerçekleşmedi.


Bu kadar transfer ve oyuncu yazmışken önümüzdeki senelerin forvet alternatifi için Erciyes ve Rize’de harikalar yaratan, her pozisyonda gol atabilen gerçek bir forvet Severin Brice Bikoko sene sonu için akılların bir yerinde kalmalı bence. İkinci Emenike etkisi yaratacak, henüz 23 yaşında iken düşük maliyetlere transfer edilebilinecek Bikoko, beklenenden de çok katkı verir alınması durumunda.


Sonuç itibariyle Yiğit hayırlı olsun Galatasaray’a. Orta açmada sıkıntılar yaşaması bence mevcut oyun tarzımızda çok da önemli değil. Hızı ve kanat bilgisi onun için önemli meziyetler ki bu özelliklerini olumlu kullanabilmesi onu aranan bir oyuncu yapacaktır. Kazım’ın alternatifi olacak Yiğit, inşallah kendini İstanbul’a adapte etmeden takıma adapte etmeye bakar. Her transfer yeni bir tat, yeni bir heyecandır ama bazı oyuncuların da takımdan ayrılması biri gelmiş kadar mutlu edecek inanıyorum ki herkesi. Nasıl ki geçen seneki takımdan Barış’ı, Sarp’ı, Zapata’yı gönderdiysek ve mutlu olduysak; başta Servet olmak üzere Aykut, Aydın, Sabri, Riera’yı gönderme vaktimiz geldi bence. Kaldı ki hoca da son maçtan sonra gidecekler var diyerek beni çok mutlu etti. Artık güzel haberleri beklemek kaldı bize…

11 Ocak 2012 Çarşamba

Teşekkürler Şimşekler!


Bu akşamki maçta benim için skordan çok şehrimizin takımı Demirspor'u ve o eşsiz taraftarlarını Arena'da görmek önemliydi. Demirspor taraftar grubu Şimşekler, yine organize olup toplu bir şekilde maça geldiler ve maça renk kattılar. Yer yer staddaki tüm sesleri bastırdılar ve müthiş bir şov sundular. Demirspor da mükemmel top oynadı. Her hafta en az 10 bin kişiyle takımına destek veren bu taraftar takımını daha iyi yerlerde görmeyi hak ediyor. Biz gurur duyduk! Teşekkürler şimşekler!

8 Ocak 2012 Pazar

Grande ve Deli Hasan!


Senin için daha ne diyelim İmparator! Her sözün bittiği yersin. Devre arası bittiğinde dersten çıkıp telefonuma gelen 2-0 mesajında bile an olsun şüpheye düşmedim. Sadece bu maça kalan iddaa kuponuma bile gülüp geçtim. Takımda sen varken, Hasan Şaş varken takımın en kötü halinde bile bir an olsun lanet etmiyorum mağlubiyete. Devre arasında o "uyarının koyusu" dediğin şey neyse artık, artık dövdün mü sövdün mü hiç fark etmez, ben de orada olup dövdüysen tokatını yeseydim ya, işte maç sonu açıklamanda başka bir şey istemedim.  Şundan eminim ki o soyunma odasında Hasan Şaş'ın da olması, en az senin kadar değiştirdi bu maçı. İyi ki varsınız, Allahınıza kurban adanalılar!

7 Ocak 2012 Cumartesi

Siktir Git Artık Be...


Hayatımda ilk kez bir maç bitmeden yazı yazıyorum. Devre arası şimdi ve 2-0 mağlubuz. Ama ikinci yarı yensek de, yenilsek de; maç farka gitse de umrumda değil. Hatta Sabri denen futbolculuğunu bıraktım insanlığını tartışacağım şahıs, çıkıp üç gol atsa da bu yazım ve şu anki Sabri nefretim değişmez. Nedir ya bu adamın tılsımı, ne yapmıştır geldiği günden bu yana? Aptalca koşması, anlamsız sırıtışları dışında neyi vardır bu adamın. Neymiş iyi Galatasaraylıymış. Yazıyı okuyun ve bi düşünün. Haftalardır Sabri yokken takım nasıldı? Geçecek artık herkes bu işleri. Ben fanatiğim demekle insanları kandırmayacak kimse. Ya sen 42 gün oynama sonra gel ilk topta şuta kalk, dağları taşları gör. Nereden bu özgüvenin senin ya?

Cidden üzülüyorum bu adamın kaptanlığındaki Galatasaray'a. Bu maçı kaybetmek inanın umrumda değil. Benim derdim Sabri'de, onca senedir bu yeteneksizliği ile takımda hala değişmez olabilmesinde. Takımına, oyuncusuna küfür eden taraftara en başta ben karşıyım ama Sabri sen başkasın ya, yakışmıyorsun bi siktir git ya. Çünkü sen bizden vazgeçmedikçe senden vazgeçilmiyor...

5 Ocak 2012 Perşembe

Geçmiş Zaman: Torsten Gütschow

                   
Vaktiyle, biz yeni yetmeyken takımımıza gelmiş ve yarım sezonda gönlümüze taht kurup gitmişti. O zaman neden gitti, neden gönderildi bir türlü anlamadık. Adam 15 maçta 10 gol atıp gitmişti sonuçta. Ha bir de ismini mahalle maçlarında söylemesi güzeldi ayrıca. Çocuk yaşta, sokaktan eve gelmeyen, günde 5-6 saat sokakta top oynayan bizler için arayıp da bulamayacağımız cinsten bir ismi vardı adamın. Üzülmüştük o zaman gitmesine.

Bu adamla ilgili en akılda kalan maç 3 gol attığı 8-0'lık Ankaragücü maçıydı benim için. Bir ara kendisiyle ilgili Doğu Almanya ajanı olduğu yönünde haberler de çıkmıştı. Onu bunu bilmem de, taaa 1992-1993'te gelip 6 ay oynayıp ülkesine dönen ve buna rağmen 25-26 yaşından büyük tüm Galatasaraylılar tarafından hatırlanan bir adamsa, iyi adamdır. Kim bilir belki de buraya 6 aylığına gelmesi de ajan olarak misyonunun bir parçasıydı. Misyon bizi şampiyon yapıp dönmekse, güzel misyonmuş. 




5 Ocak: Misafirverperver Adana


Bugün 5 Ocak, Adana'nın kurtuluş günü. Adana denilince aklınıza ne gelir bilmiyoruz ama bizim aklımıza gelenler o kadar çok ki daha saymaya başlarken bazılarını unutuyoruz. Adana'mızın bu şanlı gününü kutlarken, Türkiye'nin başka hiçbir yerinde rastlayamayacağınız orijinallikteki insanlara ve taraftarlara sahip bu kentten başka hiçbir yerde, kimsenin cesaret edemeyeceği bir pankartla Adana'nın misafirperverliğini hatırlatalım...

Şimdi bazı arkadaşlar "böyle pankart mı olur, bir de bununla övünüyorsunuz" diyecek belki. Sen izlediğin her maçta küfür edip sonra sağda solda, bloglarda total futbol dersi vermeye devam et güzel kardeşim, senin maçlarda nasıl ağız dolusu küfür ettiğini biliyoruz. Bu adamlar dürüst en azından...


LinkWithin

Related Posts with Thumbnails