29 Kasım 2010 Pazartesi

Artık İcraat Zamanı


Tarih 19 Mayıs 2007 Olaylı Fenerbahçe derbisi...Başlıktaki foto sinirleri ile oynanmış Galatasaray taraftarının artık yeter demesi.Olaylara ,yanlışlara duyarsız kalmaması.Birilerinin güdümünde olmadan herşeyin üstünde Galatasaray'ın menfaatlerini ön planda tutması...

Şimdi gerçek anlamda merak ediyorum.O gün Canaydın istifa diye internette kampanyalar yürüten,stadı savaş alanına çeviren Galatasaray taraftarı bugün acaba neler düşünüyor ve neden işin reaksiyon kısmına geçmiyor?Yapılanlar ister kabul edilsin ister kabul edilmesin dağılmış kulübün dinamiklerini ortaya tekrardan çıkartan ,stadı fotolardaki hale çeviren Galatasaray taraftarı neden bugün sessiz acaba?Memnun musunuz bu basiretsiz ve onursuz yönetimden?Memnun musunuz Adnanların saltanatından?

Acı ama gerçek bir durum var Galatasaray'da.Galatasaray kongresi geri kafalı ve kendini monşer sanan bireylerin hüküm sürdüğü insanlardan oluşmakta.Onlara ''Abi'' demeniz ve iki pohpohlamanız yeterli.O yüzden de onların harekete geçme durumu ancak ve ancak taraftarın radikal protestoları ile oluşur.O yüzden gün ''Herkes Gider Biz Kalırız,Biz Galatasaraylıyız'' edebiyatı yapma günü değilidir.Elbetteki Galatasaray geçmişte oldu ve son nefese kadar olacak ;ama uğruna çok şeylerden vazgeçilecek kulüp sessiz ve tepkisiz olarak kaderine terk edilmemeli.Birileri ağlayan taraftarı bile aşağılayarak yanından uzaklaştırırken ,bu büyük taraftar ona gereken dersi sonuna kadar vermeli.

Bu yüzden sözün bittiği yerdeyiz Galatasaray taraftarı.Artık radikal eylemlerin zamanıdır.Bu külübün şanlı taraftarı herşeyi yapabilme kudretinde ve bilincindedir.Ve gün bu kudreti ortaya çıkarma günüdür.

Dip Not:Ultraslan hala sessiz kalıyor ve anlamını idrak edemediğim şekilde tepkiden uzak duruyorsa maalesef onlarda bu durumun bir şekilde sorumlusu...

21 Kasım 2010 Pazar

İki Karede Kayserispor - Galatasaray



Kimisi "bugün iyi top oynadık,pozisyona girdik vs vs" diye düşünebilir ama benim için değişen birşey yok.Ve ben sahada Servet,Hakan Balta,Barış,Ayhan,Aydın,Emre Çolak gibilerini gördükçe bir şey de değişmeyecek... Bu iki kare bence hiçbir şeyin değişmediğinin özeti...

Musa Çağıran & Cumhur Yılmaztürk

Bu sezon için artık takımdan beklentilerimizi iyice törpüledik.Şampiyonluk ve şampiyonlar ligi artık benim için mucize.Yönetim konusunda zaten söyleyeceğimizi söyledik.Onun dışında takım bünyesindeki bazı adamlar gitmedikçe izlediğim maçları hiçbir zaman eskisi gibi heyecanla izleyemem.Ligin ikinci yarısında Hagi,Ayhan'dan Xavi; Sarp'tan Iniesta; Emra Çolak'tan Mesut Özil falan yaratsa bile bu adamlar bu takımda olduğu sürece heyecanım olmayacak.Tabiki izlemeye devam edicez ancak eğer umut diye bir şey mevcutsa,bu adamlar gitmeden umutlanamayız.Güncel konu olan Misimovic'in kadro dışı bırakılmasını ise zerre önemsemiyorum.Umarım devamı gelir.

Beni bu yazıyı yazmaya iten asıl sebep bu akşamki Kayseri maçı için Cumhur ve Musa'nın kadroya alınmalarıydı.Giden gitti artık gençlere şans verilmeli demekten haftalardır dilimizde tüy bitmişti.Aslında bu hafta kadroda olmaları oynayabilecekleri anlamına gelmiyor ama en azından onlar adına ben sevindim.Nitekim adamlar hiç olmazsa oynama şansları olduğuna bile sevinip motive olabilirler.Daha önce 18'e bile giremiyordu bu adamlar.Sarp ve Cana'nın yokluğunda kadroya girebilmeleri ne kadar acı olsa da,bu akşam onları sahada görme ihtimali bile beni heyecanlandırıyor.İşte yukarda bahsettiğim heyecanı ancak bu genç isimleri sahada görerek tekrar kazanabiliriz.Hagi bu akşam maça Cumhur ve Musa ile başlarsa ayaklarına kapanırız.

15 Kasım 2010 Pazartesi

Doktor?

Kangren olmuş kolu kesmek için neşteri elinde olan doktora,hastane yönetimi veya baş hekim engel olmazsa operasyonu gerçekleştirir ve zararın neresinden dönülürse faydalı olur.Hastanın sevenleri de sorar; "Hastamız yaşayacak mı doktor?"

Vur Baltayı Çok Geçmeden

"Tavır, azim, hırs, disiplin, sahadaki her şey önemlidir. Oyuncu Galatasaray gibi bir takımda oynadığını çok iyi anlamalıdır. Maalesef sadece isim olarak bir futbolcu Galatasaray'da oynayamaz.En iyisini sahaya çıkartmak zorundayım. Ama siz de görüyorsunuz ki bazı işler doğru değil. Dolayısıyla bu konuda bir şeyler yapmak zorundayım. Oyuncular çok az verim veriyor. Büyük isim taşıyan, tecrübeli oyuncular, çok az verim veriyor. Maalesef durum bu. Kim bizle bu şekilde devam etmek isterse onunla devam ederiz."

Yapacağın revizyonsa eğer,devre arasını beklemene gerek yok.Tren kaçtı zaten,vur baltayı çok geçmeden...

14 Kasım 2010 Pazar

Suratlarına Tükürsen Utanmayacak Oyuncu Topluluğu


Başlıkta ''suratlarına tükürsen utanmayacak oyuncu topluluğu'' dedim ;ama ''bir grup boş adam'' da denebilir fotodakilere.Ayrıca bizi bu hallere düşüren Adnan Polat tez zamanda defolup git artık.Küfür mü lazım defolman için?...

11 Kasım 2010 Perşembe

Hasan Kabze'nin Gecesi

Galatasaray'dan sonra Rubin Kazan'a ve son olarak sezon başında oradan da Fransa Ligue 1 temsilcisi Montpellier'e transfer olan Hasan Kabze,dün gece Montpellier'nin Lille'i 2-1 mağlup ettiği Fransa Kupası karşılaşmasında takımının 2 golüne de imzasını atarak takımını finale taşıdı.Özellikle attığı ikinci goldeki ısrarı,golü isteyişi ve hazırlayışı görülmeye değerdi.Maç sonrası Montpellier resmi sitesinde ilk sayfada Hasan Kabze'nin resmi vardı.Hasan Kabze'nin aslında Montpellier'deki genel performansı vasatın altında ancak gol atması bizleri tabiki sevindiriyor.Bir Galatasaray taraftarının Hasan Kabze ile ilgili fazla olumsuz fikri yoktur.Sonuçta verilen şansların hepsinde elinden geleni yapmış ve şampiyonluktaki BJK maçı performansıyla önemli bir yer kazanmıştır gönüllerde.Başarılarının devamını diliyoruz...

10 Kasım 2010 Çarşamba

Maç Önü: Galatasaray - Denizlispor



Denizlispor maçı hafta sonu Trabzon'da alınan mağlubiyetin ardından Hagi'nin takımdaki diğer oyuncuların maç performansını değerlendirmesi için güzel bir fırsat olacak.Orta sahada M.Sarp'ın sakatlığı,Ayhan ve Barış'ın malum formu dikkate alınırsa,Hagi'nin bu maçta gençleri kullanması gerektiğini düşünüyorum.Musa Çağıran,Berkin Arslan,Ahmet Kesim,Anıl Dilaver,Cem Sultan gibi oyuncuların bu tür maçlarda artık oynatılması gerekiyor.Bu maç için genç oyunculardan Emre Çolak'ın yeri diğerlerine göre en garanti gibi duruyor.Emre Çolak için daha önceki kayıtlarda da bazı şeyler yazdık çizdik.Bu oyuncunun yıllardır güçlenmesi gerektiğini söylememize rağmen fiziki yapısında hiçbir değişiklik görmediğimiz gibi; mental olarak gelişmediği,hızlanmadığı,güçlenmediği ve şut atamadığı da ortada.Bunun sorumlusu yıllardır sürekli övdüğümüz altyapı idaresi midir? 17 yaşında geleceğin yıldız adayları arasında gösterilen bir oyuncu nasıl olur da olduğu gibi kalır? Dün Ntvspor'da Gareth Bale üzerinde hazırlanan görüntülerde 2 yıl içerisinde fiziksel açıdan kat ettiği gelişmeyi izledik.Bale 17 yaşındayken ve 19 yaşındayken 2 fotoğrafı karşılaştırılmıştı ve vücuttaki kas yapısının ne kadar geliştiğini gördük.Bugün Bale'in performansını ve gücünü keyifle izliyoruz.Emre Çolak ise bu saatten sonra çok da gelişecek gibi durmuyor.

Neyse konuyu fazla dağıtmayayım.Bugünkü maçta bu sezon herkesin beklediği Musa Çağıran'ı da izleme şansı bulabiliriz.Çoğu GS taraftarı Musa'nın oynadığı ilk maçta iyi işler yapıp,orta sahanın 3 atlısını kesmesini istiyor.Her takımda genç oyuncular şans bulurken bizde durum tamamen farklı.Kimse gençlerin yüzüne bile bakmıyor.Trabzon maçı yazımda şöyle demiştim;

"Anlamadığım nokta ise Beşiktaş gibi kadrosunda yabancı sıkıntısı olan bir takım bile ne yapıp edip Necip'e şans vermeye çalışırken,Trabzonspor Ceyhun-Engin gibi oyuncuları sistemine monte ederken,biz neden 2 senedir hala futbolculuğu tartışılan oyuncuları izlemek zorunda kalıyoruz? Bank Asya'da en iyi genç oyuncu seçilen Musa Çağıran nerde şimdi? Peki ya Mehmet Batdal? Veya diğer genç oyuncular?"

Son olarak Hagi'nin taktik anlayışından bahsetmek istiyorum.Eldeki kadro mecburiyeti ve yeni gelmiş olmasından dolayı puan kaybetmemek adına öncelikli savunma oynatmak zorunda kalan Hagi,bu maçta ileriki haftalarda oynatacağı hücum sistemini uygulamaya çalışabilir.Bu yüzden Denizlispor karşısında sürpriz çift forvet izleyebiliriz.Öyle ya da böyle takım olarak Ziraat Türkiye Kupası'na iyi bir başlangıç yapmanın yanı sıra,fazla şans bulamayan oyuncular için de verimli bir maç olmasını diliyoruz.

9 Kasım 2010 Salı

Bizde Sadece Avrupa Zaferlerinin Yıldönümleri Kutlanır


Herkesin başaramayacağı,muktedir olmadığı zaferler vardır.Kimileri sadece kendi ligindeki maçlar ile avunurken ;kimileri Avrupa'yı titretme ile övünür.Kimileri kendi liginden olmayanlara karşı başarıyı kulübüne misyon yapmışken;kimileri kendi ülkesinde takılıp kalır.

Ne durumda olursak olalım bizler Galatasaraylıyız.Ve bu ayrıcalık ile öldüğümüz ana kadar gurur duymalıyız.Günlük sonuçlara takılıp kalmamalı;14 sene şampiyonluk yaşayamayan abilerimizin hisleri ile bu takıma bağlanmalıyız.Ve bilmeliyiz ki Galatasaray formasındaki armanın kudreti bize daha çok mutluluklar yaşatacak.Neuchatel Xamax zaferimiz de işte o 14 senelik zor günlerin ardından gelen unutulmaz bir zaferdi.

Tekrardan söylemek de fayda var.Bizler Avrupa'da ki başarıları kendimize yıldönümü yaparız.O yüzden de kutlu olsun Neuchatel Xamax zaferimiz,yol göstersin anlayanlara...

8 Kasım 2010 Pazartesi

Sarp - Barış - Ayhan Farkı


Dün akşamki maçta takımın eskiye (Rijkaard dönemine) oranla kazandığı en önemli şey savunmayı dar alanda yaparak bence ligin en iyi hücum yapan takımına karşı ilk yarıda hatta maç genelinde net pozisyon vermemesiydi. Eldeki kadroya bakınca Hagi'yi suçlamak en son yapılacak şey. Elbette Hagi de oyuncu değişikliklerinde hatalar yaptı. Ancak bu kadroyla yapabileceğiniz en iyi şey savunma olur. Galatasaray'ın Türkiye şartlarında gol yemedikten sonra maç kazanması zor olmaz, özellikle deplasman maçlarında. Lakin bu kadro yapısıyla sistemli bir hücum anlayışı da imkansıza yakın.

Geçen sezonun ikinci yarısında yazdığım Sivasspor-Galatasaray ve Trabzonspor-Galatasaray maç yazılarımda da kadrodaki bazı oyuncuların karaktersizliğinden bahsetmiştim. Hagi devre arasında ne yapar bilmiyorum ama artık  M.Sarp, Barış, Aydın, Servet gibi oyuncuların bu takıma zarar verdiğini birisinin göstermesi lazım. Trabzonspor'da oyuna sonradan giren Ceyhun'un ve Engin'in Sarp-Barış-Ayhan üçlüsüne göre farkını görmemek körlük olur. Veya Misimovic ve çıkana kadar takımın en iyisi olan Cana erkenden oyundan çıkarken sahada kalanları görmek Galatasaray taraftarının artık yaşamak istemediği bir eziyettir.


Anlamadığım nokta ise Beşiktaş gibi kadrosunda yabancı sıkıntısı olan bir takım bile ne yapıp edip Necip'e şans vermeye çalışırken, Trabzonspor Ceyhun-Engin gibi oyuncuları sistemine monte ederken, biz neden 2 senedir hala futbolculuğu tartışılan oyuncuları izlemek zorunda kalıyoruz? Bank Asya'da en iyi genç oyuncu seçilen Musa Çağıran nerde şimdi? Peki ya Mehmet Batdal? Veya diğer genç oyuncular? Ne zaman kadroda revizyon mevzusu açılsa, revizyondan nasibinin alması gerekip de almayan oyuncular Sarp-Barış ve Ayhan oluyor. Barış nasıl olur da 3 yıldır hala bu takımda oynuyor. Kalli'nin bize kazığı olan bu adamı kimse fark etmiyor mu?

Yabancılara gelecek olursak; ne kadar iyi olursa olsun Milan Baros'un da artık sakatlığına bir çözüm bulunması gerekiyor. Aksi takdirde onun da artık faydası yok. Geçen yıl da en çok ihtiyacımız olan maçlarda sakat olan Baros, bu sene de aynı. Benim için iyi futbolcu yıl içinde oynadığı maç sayısıyla kendisini gösterir. Aynı şey Kewell için de geçerli. Tamam güzel gülüyor lafımız yok ama sezon sonunda kendisine hala "stay with us H.Kewell" denileceğini sanmıyorum. Sezon toplamında 15 maç oynayıp iyi işler yapan oyuncular Galatasaray'a fayda sağlamaz.


Devre arasında Hagi'nin bu oyuncular için bir karar vermesi gerekiyor artık. Bana kalırsa asıl revizyon yönetimden başlamalı. Bu yönetimin gitmesi ancak takım ligi 6. veya 7. bitirirse mümkün. Servet ve Hakan Balta da dahil bu saydığım karaktersiz oyuncular bu yönetim oldukça takımda kalacak gibi duruyor.

7 Kasım 2010 Pazar

Sana Mı Güvenelim?


"Ben Galatasaray’a ilk geldiğim zaman da söylemiştim, bana güvenilen yerde başarılı olurum. Eğer takımım benden fayda elde etmek istiyorsa, yöneticisi ve hocası bana güven duymalı. Bu her futbolcu için geçerlidir. Güven olursa, performans yükselir. Bana güvenin olduğu her ortamda başarılı olacağımı düşünüyorum"

Ne kadar iyi olursan ol,ne kadar hırslı olursan ol,hataların ve açıklamalarından sonra sana mı güveneceğiz? Azıcık şerefin varsa,bir nebze olsun dürüstsen çıkıp "Ben hatalarımdan ders alamadım,bu yaptığım bir değil iki değil" dersin...

6 Kasım 2010 Cumartesi

Tottenham'ın Alemcileri


Tarih 2008 Aralık... Tottenham premier ligde 15.sırada ve zor günler geçiriyor.O günlerde takımın genç yıldız adayları olan Kevin Prince Boateng,Giovanni Dos Santos ve Gareth Bale bir gece kulübünde noel eğlencesine katılıyorlar.Bale sessiz sakin evinin yolunu tutarken,Dos Santos pert olmuş,Boateng ise kendini kaybetmiş.Dos Santos arabaya 2 kişinin kolunda geliyor ve arabaya oturacak hali bile yok.Bu görüntülerin medyaya yansımasından sonra Redknapp bu oyuncuları 1 hafta kadro dışı bırakıyor.



5 Kasım 2010 Cuma

Trabzon Deplasmanı ve Hagi'nin Seçimleri


Hagi ve Tugay'ın gelişiyle Saraçoğlu'nda 10 yıl sonra gelen beraberlik ve devamındaki Antalya maçında alınan 3 puanın ardından takımda yavaş yavaş dengeler oturuyor.Geçen hafta da belirttiğimiz gibi Antalya maçıyla birlikte bizi bekleyen 4 zorlu maçımız vardı.Antalya'yı kayıpsız geçmek önemliydi ve bunu zor da olsa başardık.Geriye 3 maç kaldı ve bence ilki ve en önemlisi Trabzon deplasmanı.Aslında bizim için artık her maç fazlasıyla önemli çünkü kaybetmemiz gereken maksimum puanı zaten kaybettik ve Trabzonspor bizim için şampiyonlukta en önemli rakip bana kalırsa.

Bu maçta Baros'un oynamayacağı birkaç gün önce kesinleşmişti.Bu yüzden Hagi yine son haftaların flaş ismi Pino'ya forma verecek.Hagi'nin geldiğinden bu yana oynanan futbol bir yana; takım içinde moralleri yükseltmesi benim için herşeyden önemli.Son günlerde bloglarda sık rastladığımız idman fotoğraflarında özellikle Elano ve Misimovic'in takımın neşe kaynağı olduğunu görebiliyoruz.Takımın içinde yerli ve yabancı oyuncuların yeniden kaynaşması da Hagi ve Tugay'la gelen bir durum.Parantez açılması gereken bir diğer oyuncu da tabiki Lorik Cana.Geldiğinden beri düzenli olarak oynatılmayan veya sakat olan Cana da bana göre Pino gibi oynadıkça oyununa ivme katarak takımın değişilmezlerinden olacaktır.Aynı şekilde Misimovic ve Elano'da oyunlarına sürekli ekleyerek takımımızı layık olduğu yere taşıyacaklardır.

Pazar akşam oynanacak maçta Hagi'nin ne yapacağına gelirsek,Hagi'nin öncelikli hedefi gol yememek olacaktır.Hagi'nin Fenerbahçe maçına yakın bir taktikle çıkacağını düşünüyorum.4-5-1 gibi bir dizilişte Cana'yı yine 4'lü defansın önünde,Ayhan ve Sarp/Barış'a ise Misi ve Elano'yu topla buluşturma görevini verebilir.Elano yine sağ kanada derinlemesine; Misimoviç ise Ayhan'la birlikte sola yakın oynayacaktır.Öyle ya da böyle bizim için öncelikle 1 puan daha sonra galibiyet önemli.Bu önemli virajda kayıp yaşamak ne olursa olsun şansımızı iyiden iyiye azaltır.Umarım Trabzon'dan güzel bir oyun ve 3 puanla döneriz.

İDMAN FOTOĞRAFLARI





LinkWithin

Related Posts with Thumbnails