9 Aralık’ta yazdığım son yazı benim için buruk bir veda gibiydi adeta. Futbol takımımız ciddi anlamda ümit vermiyor, yönetimsel hatalar hepimizin canını sıkıyor ve ciddi anlamda bizleri karamsarlığa itiyordu. Kendi adıma da beş ay ne olduğu bilmediğim bir dünyaya gidiyordum ve türlü tatsız durumun beni bekliyor olabileceği olası idi.
Ama bugün her şey farklı. Vatan borcundan çok komutanların ego tatmin yeri olan askerlik benim için acısı ve tatlısı ile sona erdi. Kabuslar yaşadığımız, bitmesini dört gözle beklediğimiz sezon bitti ve daha da önemlisi Galatasaray artık emin ellerin yönetiminde.
Ünal Aysal yönetimi ve Fatih Terim’in tekrardan dönüşü ile ilgili olumlu birçok yazı elbet yazılmalı ve yazılacak bu satırlarda; ancak bugün için en önemli şey 21 yıl sonra gelen final…
Bu sene gururumuz olan Galatasaray Cafe Crown 21 yıl sonra finalde ve hedef artık şampiyonluk İşte bu yazıda da final öncesi basketbol takımımızın neler yapmasına dair analizler olacak.
Her ne kadar askerlik dolayısı ile çok yakından takip edemesem de şampiyonluk için bugüne kadarki performansımız ciddi anlamda umut verici. Kısa kısa analizlere başlayalım.
Final öncesi Rancik’in ameliyat olması bizim için ciddi handikap olacak. Uzun rotasyonu açısından Kaya, May, Lavrinoviç, Oğuz gibi uzunlara karşı rotasyona Rancik giremeyecek ve diğer uzunlarımızın faul problemine girdiği periyotlar bizim için çok zorlu geçecek. Sertaç da böyle bir finalde bir alternatif ne kadar olur soru işareti olduğundan bu dakikalarda 4 kısalı savunmamız alternatif bir yol olarak düşünülebilinir. Uzunlara potaya yakın yerlerde top aldırmayacak bir savunma bu handikabımızı ortadan kaldırabilir.
Johnson’ın performansı da maçların belirleyici faktörü olacak. Ömer ile savunulacak Johnson kimi maçlarda olduğu gibi dağılıp giderse final maçları bizim için çok zor geçer. Ancak Banvit serisinin son maçının ilk periyotundaki Johnson takımın en önemli hücum gücü olur ki bu diğer dış oyuncularımızı da oldukça rahatlatır.
Tutku, Shumpert, Ermal, Caner, Haluk, Andriç bu senenin flaş isimleri ve onların takıma verdiği katkı sene boyunca takımı bir adım öteye götürdü. Evren ve Shipp ise daha çok katkılar verebilir ki onlardan gelebilecek ekstra katkılar maçların skorlarına direk olumlu etkiler verir.
Rakibin sezonu bizden önde tamamlaması onlara saha avantajı verecek. Bunu tıpkı Banvit serisinde olduğu gibi ilk iki maçta alabileceğimiz en az bir galibiyet ile lehimize çevirebiliriz. Elbette ki rakip Banvit değil; ancak saha avantajını lehimize çevirmek bizim elimizde.
Sonuç olarak bizim ana karakterimiz olan savunma sertliği her maçın en az 35 dakikası devam etmeli. Çünkü savunma ciddi anlamda bizim karakterimiz ve olmazsa olmazımız. Güçlü savunmamızdan asla taviz vermemeliyiz ki bu da hücumlarımızı direk etkileyecektir. Bizim iç saha maçlarımızda arkamızda hissedeceğimiz taraftar desteği ilk iki maçta onlarında yanında olacak. Bu yüzden hakemlerin vereceği kararlar da çok önemli. Atmosferden etkilenen hakemler bayanların serisindeki gibi bizi negatif olarak etkilememeli. Bunun içinde yeni yönetim, hocamız ve Üstünberk bu işi gerekirse kuralına göre oynamalı.
Tüm bunların ışığında tüm oyuncularımıza sonsuz başarılar. Oktay Mahmudi ve basketbolcularımız bu sene bizi gerçekten çok mutlu etti. İnşallah da bu serinin ardından kalplerimize kazınacaklar!