29 Nisan 2012 Pazar

Maestro!


Takımın dün akşamki galibiyeti ve oyunu gerçekten takdire şayandı. Maç sonu Fatih Hoca, "Selçuk her gün frikik çalışıyor" dedi. Selçuk'un frikik kullanımında her gün üstüne koymasının sebebi de budur şüphesiz. Frikikleri de penaltı gibi kullanana kadar çalışmaya devam et Selçuk! Selçuk artık takımı öyle yönetiyor ki topsuz alanlarda dikkat edince sürekli eliyle topun gitmesi gereken yeri işaret ediyor. Tam anlamıyla bir maestro haline geldi artık. Dünyada şu an gol atan, asist yapan, şut atan, frikik kullanan, pas hatası yapmayan ve Selçuk kadar genç olan başka bir orta saha yok. Dün de gördük ki Selçuk oyundan çıkınca orta sahamız panayır yerine dönüyor. Bu sene şampiyonluk gelir, buna inancım tam. Ancak seneye karşılaşacağımız yoğun fikstürde Selçuk ve Melo ikilisi bu sezon olduğu gibi her maç oynayamaz. Orta sahaya sağlam takviyeler şart.


Eboue dün belki de en iyi maçını oynadı. Eboue hücuma biraz destek verdiğinde neler yapabildiğini görüyoruz. Geçen haftaki fener maçında neden hücuma hiç çıkmadı onu hala anlamış değilim, kendisi bana açıklayana kadar da anlayacağımı sanmam. Her şey bir yana şu çok net ki çok iyi bir (veya iki) kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. Hakan Balta ve özellikle Eboue'den hücumda da faydalanmak istiyorsak önlerinde bek bilgisine de sahip kanat oyuncuları olması şart. 

Baros'la ilgili de iki kelam edeyim. Dünkü maçta oyuna girene kadar Baros'un ilk 11 başlaması taraftarıydım açıkçası. Kendisini severim, sezon sonu gideceğini biliyordum ama kalsın isterdim. Lakin dünkü maçta Milan Baros defteri benim için de kapanmıştır. Bunun sebebi performansı falan değil, sahadaki duruşu. Baros kendi kendini bitirmiş kafasında. Bize sadece en başarısız zamanımızda tek başarımız olan gol krallığını yaşattığı için teşekkür etmek düşer.

Son olarak Trabzonspor'a satılmış yaftası yapıştıran fener taraftarının şimdiden tutuştuğunu gördük. Geçen hafta galibiyetten sonra "her şey bizim elimizde" diyorlardı. Tüm GS taraftarları Kadıköy'e şampiyon çıkalım istiyor ama ben Kadıköy'de şampiyon olmak istiyorum. Kadıköy'e şampiyon sıfatıyla çıkıp da mağlup olmayı kabullenemem.

NOT: Elmander'i elbette unutmadım. Eboue'nin ilerde kaldığı pozisyonda sağ bek mevkisinden top karşılayıp uzaklaştıran bir adam... Eğer dün üçüncü golde sağ bekimiz kaleciyle karşı karşıya kalıyor, kaleye giden topa orta sahamız koşuyorsa bunun adı Elmander faktörüdür.



24 Nisan 2012 Salı

Arabın Yalellisi


Her maç sonu röportajında İmparator'dan "neredeyse pozisyon vermedik, rakibimiz 1-2 kez gelebildi" minvalinde açıklamalar dinliyoruz. Fatih Hoca'nın istediği takım, sürekli baskı yapan, dalga dalga gelen, rakibini boğan bir takım. Her maç o tempoda oynayamazsınız, nitekim oynayamadığımız maçlar da çokça var zaten. İşte bu noktada gerek bireysel beceriler, gerek şans olsun yanımızda oldu ve maçlar kazandık. 

İmparator istiyor ki rakibi yenerken onları aynı zamanda sahadan da silelim. Yok işte, olmuyor öyle, olmaz öyle. Bu lig öyle kahpe bir lig ki sen futbolunu oynayarak kazanamaz hale geldin. Bu ligde hakemle, şansla, eyyamla kazanacaksın. Fener normal ligde top oynamadı, şimdi 1 galibiyet alınca şampiyonluk şansı var. O yüzden maçla ilgili "şans bizden yana değildi, futbolun adaleti yok" demek bok yemenin arapçası olur. 

Neyse, esas değinmek istediğim konu başka. Fener maçında golden sonra neden -Turgay Şeren'in deyimiyle- arabın yalellisi gibi saldırdık arkadaş? Madem saldıracaktın, madem yenmek istiyordun, neden oyuna baskılı başlamadın. Durarak oynarken ilk golü yedik. Golü attık, bu sefer de saldırırken golü yedik. Biz dengeli oynasak, hatta abartmıyorum, doldur - boşalt oynasak bile yenerdik feneri. Biraz dengeli olsaydık 2.golde 2 topta gol de yemezdik. Bu sene rahatlıkla "biz şampiyon oluruz" diyebiliyorum ama seneye şampiyonlar liginde her takıma karşı "hürraaa" oynayamayız haliyle. İmparator'un bu takıma denge-kontrol oyunu oynamayı da ezberletmesi lazım.

23 Nisan 2012 Pazartesi

Ayağa Kalkma Zamanı

Dün Fatih Terim’i bu şekilde gördük bir çok pozisyonda. Çaresizlik kelimesi dün ciddi anlamda başta Terim olmak üzere hepimizin üzerine yapışmıştı adeta. Üstünden saatler geçmesine rağmen hala aynı Terim gibi iki kolumuz açık, nefes alırken zorlanır durumdayız. Kelimeler de kilitlenir durumda aslında.
Böyle bir istatistik de var dünkü maçla ilgili. Hatta bu sene derbi tarihine geçecek şekilde pozisyon ve futbol üstünlüğümüz var onlara karşı. Ama olmuyor işte. Ne futbolla ne bilimsellikle ne de dinle izahı var bu yaşananların, yok izahı işte… Ama her ne kadar şu an yenilmiş olsak da sonuna kadar hak ettiğimiz bu sezon burada bitmemeli. Maç sonu karşı tarafın söylemleri, Mehmet ve Christian’ın yaptığı iğrençliklerin karşılığı fazlasıyla alınmalı onlardan. Çok iyi oynadık ve yenildik ama bu sezon daha bitmedi kısacası şimdi ‘Ayağa Kalkma Zamanı’..

9 Nisan 2012 Pazartesi

Bir Gülüşün Yeter...


Dünkü maçla artık sen de efsanesin bizim için. Bir sezonda en az gol yiyen, bir de üstüne gol atan adam efsane olmuştur çoktan. Sağda solda çıkıp etik dersi verenler var. Bu adamların dertleri senin gol atman değil, hatta bu yıl gelecek şampiyonluk da değil. Onlar da biliyor bu yıl şampiyon olacağımızı. Tek dertleri bu yıl başlayacak ve gelecek yıllarda devam edecek olan bu seriye çomak sokmak.

Sen o penaltıyı usta bir penaltıcı gibi kullandın ama bizim için önemlisi o penaltıyı kullanmak istediğini ifade ettiğin gülüşün oldu, bir gülüşün yeter be aslanım!