21 Ocak 2011 Cuma

"Beni Taraftar Çağırdı"

Bugün çıkıp "Beni GS taraftarı göreve çağırdı diye geldim" dedin.O zaman şunu bil ki yine aynı taraftar seni istemiyor.Peki neden hala o koltuktasın? Stadda yapılan o protestolar futbolculara mı sanıyorsun? "TOKİ başkanı benden özür diledi" yalanına kimse inanmamıştır heralde.TOKİ başkanından önce sen çıkıp taraftarından özür dileyeceğin yerde "uykusuzdum,yorgundum,ağzımdan kaçtı,yan yattı ,çamura battı vs" çevir kazı yanmasın yapıyorsan,sen nasıl istifa bekliyorsan biz de senden istifa bekliyoruz... Unutma ki seni taraftar getirdi,taraftar götürür...

Yarın Ola Hayrola...

TT arena açılışındaki protestolar,sonrasında yaşanan taraftar - yönetim krizi,Yekta ve Stancu transferleri ve son olarak bu akşam Mehmet Helvacı'nın açıklamaları derken Galatasaray son günlerin en çok konuşulan konusu olmaya devam ediyor.

Stancu'nun alınması bana Hagi'nin önümüzdeki sezon da takımın başında olacağı konusunda bir ipucu gibi geldi bana.Stancu,Baros'un yokluğunda iş yapar mı bilinmez ama Hagi faktörü ve romen futbolcuların Türkiye'de uyum sorunu yaşamamaları Stancu konusunda bir artı gibi görünüyor.Stancu'nun performansını izleyip göreceğiz.Yekta ise yetenekli ve güçlü bir oyuncu olarak orta saha-hücum dengesini kurmak adına faydalı olabilir.Ancak büyük takım psikolojisinin altında kalacağı ve tam randıman veremeyeceğini düşünüyorum.Bir de Volkan Şen söylentileri var ki akşam akşam canımı sıktı,bu konuda bir şey söylemeye gerek yok.Zira aklı başında bir Galatasaraylı Volkan Şen'i istemez.

Akşam saatlerinde Mehmet Helvacı'nın yaptığı açıklamalar da gündemi yine bir anda değiştirdi.Helvacı'nın açıklamaları Polat yönetiminden birinden beklenmeyecek cinste oldu biraz.Polat ve yönetimi daha önce hiçbir şekilde istifaya gitmeyeceklerini ve seçimin söz konusu olmadığını düşünüyorlardı.Helvacı'nın bugün çıkıp "Geldiğimiz noktada çok iyi işler yaptık ama artık GS camiasına zarar vermeye başladık.Galatasaray,taraftarıyla yönetimiyle bölünmeye gidiyor.Çözümün genel kurulda olduğunu düşünüyorum ve bu konuda başkana bir öneride bulundum.24 saat düşündükten sonra cevap vereceğini söyledi" demesi Galatasaray için atılmış büyük bir adımdır.Bu yönetimin derhal istifa etmesi gerekiyor.Nitekim stad açılışında taraftarını satan,stad inşaatında hayatını kaybeden,stadın temelini atan merhum başkanımız Özhan Canaydın'ın adını bile anmayan bu yönetim Galatasaray'ın büyüklüğü altında ezilmiştir.Bugün Türkiye'nin herhangi bir mevkisindeki hiç kimse çıkıp Galatasaraybir takımı küçük düşüremez.

Göreve geldikleri günden bu yana izlenen günlük politikalarla sportif anlamda da hiçbir başarısı olmayan bu yönetime kimsenin tahammülü kalmamıştır.Yarın Adnan Polat ne karar verir bilinmez ama bu yönetimin değişmesi Galatasaray ve Türk futbolu adına olumlu biradım olacaktır.

16 Ocak 2011 Pazar

Umut ?

Belki de biz,GS'ye gönül verenler olarak çok iyimseriz,çok romantiğiz.Göreve geldiğinden beri sportif anlamda bir getirisi olmayan bir başkanın ve yaverinin harcadığı takımdan hala medet ummaktayız.Aman düzelecek,iyi yoldayız,takviyeler gelecek vs vs vs...

Hep bir umut bekliyoruz nedense... Galatasaray'ın olduğu yerde umut vardı ya hani bir ara... Evet hala öyle ama Adnanların olduğu yerde hiçbir şey yok... Sırf protesto etmesinler diye taraftarlara bilet satmayan,davetiyeleri de belli kurum ve kuruluşların yönetim kademelerine dağıtan bu adam,o gelenlerin kuzu gibi oturup Galatasaray'a yapılan hakaretleri dinleyeceğini sanıyordu."Galatasaray'ın kiracı olarak bile sorumluluk taşıyamayacak vaziyette olması" gibi bir cümleden sonra gelen tepkiler gayet normaldir.Takıma böyle hakaret edilirken başkanın çıkıp "protestocular cezalandırılacak" diyerek taraftarını satması zaten bildiğimiz karakterini ayyuka çıkardı.

Ayrıca herkes şunu bilmeli ki herkesin herkesi protesto etme hakkı vardır.Ve Adnan efendi,sen bu takımda olduğun sürece protesto edileceksin!

DİPNOT: Stada gelince,ben -belki bu olanlardan,bu omurgasız yönetimden dolayı- stada hiç ısınamadım...

13 Ocak 2011 Perşembe

Kupa Vedası


Biraz geç oldu ancak hem uzun zamandır maç yazısı yazmadığım,hem de Ali Sami Yen'deki son maç ve yeni transferlerin ilk maçı olduğu için geç de olsa yazıyorum.

Takımda gördüğüm ilk şey yeni transfer Culio'nun ne kadar faydalı olacağı oldu.Adam eksilten,alan boşaltan,dribling yapabilen ve kafasını kaldırarak pas ve orta yapabilen bir oyuncu olarak gerçekten takıma yararlı olacaktır.Ayrıca ilk maçı olmasına rağmen hırsı ve gerektiğinde kavga edebilecek olması benim için en büyük artısı.Nitekim takımda savaşan oyuncu eksikliği olduğunu sürekli vurgulamıştık.

Maçın en iyilerinden birisi de,belki ilk yarı en çok eleştirilen oyunculardan biri olan Ayhan'dı.Maç boyunca takımın ayakta kalan,takımı ileri taşıyan tek adamdı.Arda'nın göbek bağladığını,depar atarken göğüslerinin sallandığını ve uzun bir sürece ihtiyacı olduğunu da gördük.İkinci yarı Pino'nun kanada geçip daha hareketli oynamasıyla Arda da rahatladı ve daha iyi oynadı.

Hakan Balta ve Barış'la orta sahanın topu hücuma taşıyamıyor.Hagi,Kasımpaşa ve Konya maçında denediği orta sahada H.Balta modelinin ekmeğini yediği için bu seçimin tutacağına inanmakla hata ediyor.Gökhan Zan sakatlanmasa bu değişikliğe gider miydi orası ayrı ama bence yanlış seçim.Barış Özbek'in ise artık bu takımda kalması imkansız gibi.

Bir parantez de Servet'e açmak gerek.Keşke 2 maç önce satıcı diyenler (özellikle yeni açık taraftarı) gol atınca Servet tezahüratları yapmasalardı.Açıkçası ben Servet'in gol atmasına sevinmedim.Evet bu maçta çok iyi oynadı ama bana göre Galatasaray'ın adamı olmamalı.Ruhsuzluğun adı profesyonellik olmamalı.Ali Sami Yen şiirinde kimin,ne kadar duygulandığına bakıp takımı kurmak mümkün olsaydı keşke...

Sözün özü,maçın en iyileri Ayhan,Culio ve Pino'ydu bence.Maç bittiğinde Tugay'ın gözyaşları ise herşeyi unutturdu...

12 Ocak 2011 Çarşamba

(A)nılar (S)eninle (Y)aşayacak...

1964'tü çamur deryasında başladığında sevdamız... Ne doyumsuz zaferler,ne öfkeli isyanlar yaşattı bize.Biraz geç oldu ama iş yoğunluğundan bugüne yazabiliyorum ancak.Dün akşam stada doğru ilerlerken ayaklarımız geri gidiyordu sanki,bir daha giremeyeceğimizi düşününce.Kapılardan içeri girip koridorların karanlığından tribünlerin aydınlığına ulaşınca tüylerim diken diken oldu.

Sevgiliyle buluştuğumuz mekandı,zorlu sevdamızın gizli mabediydi...

Derken veteranlar çıktı sahaya,yine Hagi,Prekazi,Tugay,Hakan ve daha niceleri,bu sahada bizleri ağlatmış,isyan ettirmiş,duygulandırmış adamlar...

Maçla ilgili ayrıca bir yazı yazacağım için bu yazıda elim gitmiyor maç yazmaya.Maç bitti ve derken Ali Kırca okudu şiiri,dağladı yürekleri... Göz yaşlarını tutamayan Tugay yaktı içimizi... Bugünlerden bir tane oyuncu hüzünlenmedi... Hagi'nin ağlaması ise Insua'yı bile etkiledi...

İşte Ali Sami "YEN",bugüne kadar çektin kahrımızı,helal et hakkını... Unutma ki (A)NILAR (S)ENİNLE (Y)AŞAYACAK...

6 Ocak 2011 Perşembe

Musa Çağıran Konyaspor'da


Geçtiğimiz yıl Bank Asya 1.Lig'de gelecek vaad eden genç oyuncu seçilen Musa Çağıran alındığında Rijkaard ve genç yetenek kelimelerinin birlikteliği bizleri heyecanlandırmış,hazırlık maçlarında Musa'nın sık sık şans bulması daha da umutlandırmıştı.Gel zaman git zaman sezon başladı ve Musa'yı bir daha göremez olduk.Orta sahadan dert yanan Rijkaard'ın bu gençleri bir türlü oynatmaması benim ona yaptığım en büyük eleştiri oldu her zaman.Her neyse uzatmayalım,bu konuda söyleyeceklerimizi burda ve şurda söylemişiz zaten.

Musa Çağıran sezon sonuna kadar Konyaspor'a kiralandı.Ben kendisinde hala umutluyum,umarım önümüzdeki sezon için deneyim ve kondüsyon kazanarak geri döner.Musa Çağıran'ın, transfer hakkındaki sözleri şöyle...

"Burada olduğum için hem heyecanlı hem de bir o kadar mutluyum. Çünkü doğduğum şehrin takımına hizmet etmek nasip oldu. Bunu en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum. Altay'da başarılı bir ilk yarı geçirdikten sonra devre arasında Galatasaray'a imza attım. Ama Altay'da sezonu tamamladım. Bu yıl Galatasaray'da forma şansı bulamadım. Sadece 2 dakika son Konyaspor maçında oynadım. Bu transferin benim tecrübe kazanmam açısından ve Galatasaray'a daha iyi dönmem için çok iyi olacağını düşünüyorum. Hedefim başarılı bir performans sergileyerek Konyaspor'un sezonun ikinci devresinde başarılı olmasına katkı sağlamak"

Sahadaki İşçilik


Birkaç gündür TT Arena'da atkı açan Fenerbahçeli işçi konusunda yazmak istiyordum ancak fırsat bulamadım. Stad inşaatında çalışan tüm işçilerin Galatasaraylı olmasını sağlayamazsınız, pek tabi içlerinde farklı takım tutanlar olacaktır. Oraya gelen adamlar ekmek parası için oradadırlar. Atkı açan bu işçi de apar topar işten kovulmuş. İşveren firmanın GS olmadığıyla avunmak ne kadar doğrudur bilemedim ben. İşini aksatan, işinin kıymetini bilmeyen işçinin ekmek kapısında yeri yoktur elbet ancak mevzu futbol olunca işçi kavramı ayrı bir anlama bürünüyor zihnimde. Sahadaki futbolcular da işçidir ve Galatasarayımızın bu hale gelmesinde bu işçi müsveddelerinin suçu yok mudur? Dün FB atkısı açtı diye işten çıkardığınız gariban işçi yerine, koskoca Galatasaray'ı bu hale getiren sahadaki milyonluk işçilerinize yol vermek işinize gelmiyor mu yoksa?

5 Ocak 2011 Çarşamba

Aziz'in Yancısı Adnan

İki gündür Colin Kazım'ın transferi hakkında haberler çıkıyordu zaten.Transferin Galatasaray için bir fiyasko ve hatta rezalet olduğu gerçeğini bir yana koydum.Zaten bu transfere şaşırmadım,sonuçta bu tip transferler artık her transfer sezonunda klasik Les Adnans ritüeli olmaya başladı ve biz buna alıştık.Bu süreçte Aziz Yıldırım'a stadı gezdirilmesini ve bundan saatler sonra sözleşmesi fesh edilen Kazım'ın Galatasaray'la anlaşmasını tüm Galatasaraylılar gibi ben de kabullenemiyorum.Gün içerisinde Aziz Yıldırım'ın,"sizin sol bek sıkıntınız yok,Hasan Ali'den vazgeçin onu biz alalım,siz deSerdar Kesimal'i alın,piyasayı yükseltmeyelim" önerisine olumlu yanıt veren "yetersiz Adnan",Aziz Yıldırım'ın eteğinden dökülen ekmek kırıntılarıyla karnını doyurmaya devam ediyor.Ancak bir fenerbahçeli bu takımı Adnan Polat kadar kötü yönetebilirdi.Sanki herşey kasten yapılıyor...