Uzun zamandır yazmıyorduk, günün bu saatleri işten yakaladığım ilk boşlukta hemen aklıma takımın hali geliyor. Bunca zaman sonra buraya bir şeyler yazmaya karar vermemin sebebi de Riekerink Efendi'dir.
Lafı uzatmadan söyleyeceklerimi söyleyip bitireceğim.
- Riekerink bu takımı olabilecek en yanlış şekilde oynatıyor. Şu anlayışla savunulması en kolay takımlardan biri haline geliyoruz. Son 4-5 maçtır yakaladığımız pozisyon sayısı 2 veya 3. Riekerink Efendi'nin tek anlayışı topu Bruma'ya vermek ve şapkadan tavşan çıkarmasını beklemek. Rakiplerin buna önlem alması da gayet basit. Başakşehir maçında ve hatta gol atsa da Adana maçında Bruma'nın nasıl rahatça kilitlenebildiğini gördük.
- Bu takımın şampiyonluk yıllarında her zaman göbekten gelen destekle rakiplerini ezdiğini izledik. Orta saha hep daha kuvvetliydi. Kimse kusura bakmasın ama ben bu takımın Sneijder olmadan ancak 3'lü orta sahayla daha verimli olacağına inanıyorum. Evet, hep dedik çare 4-4-2 diye ama mevcut kadroyla bu imkansız çünkü pivot forvetin yanına oyun içinde saklanarak oynayan Podolski gibi bi adamla çift forvet oynanmaz. Madem 4-3-3 oynayacağız. Sneijder'den vazgeçip orta sahayı 3lemek elzemdir. Sneijder'in solda oynamasından bıkmayan GS'li varsa kendisini tebrik ediyorum.
- Bir çift lafım da Eren'e. Beşiktaş maçı da dahil olmak üzere o zamandan bu yana ben Eren'in vasat diyebileceğim bir maçını bile izlemedim. Başakşehir maçında Mehmet Batdal'ın Semih ve Hakan Balta'yı ezmesini izledikten sonra Eren'in hava toplarında Yalçın'a nasıl teslim olduğuna şahit olduk. Eren'in alternatifsizliği en büyük sıkıntımız. Gerekiyorsa Podolski'yle oynamak lazım ama öyle ya da böyle Eren'in bi dinlenmeye ihtiyacı olduğu kesin.
- Başka bir mevzu da şu ki Riekerink oyuncularına eksikleri konusunda uyarı veya müdahale yapmıyor. Eren'e yapılan ortalardaki başarılar bu kadar açıkken Bruma'nın orta yap(a)maması ve hocanın da onu bu konuda uyarmamasını hayretler için de izliyorum. Kanatlara sık sık orta çalıştırmak veya kenara çekip "içerde uçana kaçana kafa vurabilen bi adam var, orta açsanıza aq" demesi gerek. Büyük hoca dediklerimiz oyuncuda istendik değişiklik sağlayan isimler değil midir zaten?
- Hepimiz milli takım arasını gelince Sigthorsson için iyi oldu dedik de bu adam nasıl bi sakatlık geçirdi arkadaş, 4 gündür çalışmalara başlamış daha. Benim bir beklentim yok ama iyi bi Sigthorsson çok işimize yarardı.
- Son olarak takımdaki tepkisiz oyuncu güruhuna bir lafım olacak. Başakşehir maçında mesela Mossoro oyundan çıkmıyor ısrarla, dakika 85 ve 2-1 geridesin. Bi tane oyuncu bile gidip itmiyor adamı. Sonradan Josue "rica" ediyor ama onu da Sneijder uzaklaştırıyor ortamdan. Hakemler TS maçı dahil Arena'da üstümüze oynuyor, kimse isyan etmiyor. Rakipler sert giriyor, kimse üzerine çullanmıyor. Kusura bakmayalım ama bunlar şampiyonluk tablosu değil.
ÖZET geçecek olursak;
- Bu takım Sneijder olmadan 3lü orta sahayla oynamalı.
- Hakan Balta dinlenmeli, Serdar Aziz artık takıma girmeli (hava topu, sertlik vs)
- Kanat ve beklere orta çalıştırılmalı, kanat organizasyonları geliştirilmeli
-Takıma sertlik kazandırılmalı, oyuncular maçın gidişatına isyan edecek seviyede motive edilmeli
-Sigthorsson bi an önce dönmeli.
-Bi numarası varsa Josue artık göstermeli.
-Takımın düzelmesi için Riekerink'in emek harcaması lazım. Takım düzelene kadar Riekerink Bey değil emek vermesi için Riekerink Efendi denmeli.
NOT: Hoca yolundan dönmezse ki hali hazırda kendi evinde üst üste 2 maç yenilmişken fazla uzatmaya gerek yok. En kısa sürede, -her ne kadar kendisiyle hala içimde barışmamış olsam da- çare Fatih Terim'dir, sbt. :(